Demlenmiş Anılarım
Her sabahki gibi sıradan bir çay bardağı değil benimkisi. Sıradan bir her sabah ve ”sabah çayı” da değil. Siyah çay ile arama mesafe koyalı oldu epey. Arada canım çektiğinde gönlümce… Öyle dibi de görünmez bardağın.
Bu sabah her sabahtan biraz farklı. Bu bardakta 18li yaşlarımın kokusu var. Bardağa karışmış anılarım demlenmiş dans ediyor. Her bir demde demlenmiş hayallerim, umutlarım bir bardakta bugün.
Kocaman (?) hayalleri sığdırdığımız küçük çay bardaklarımız vardı bizim. Bazen plastik bazen camda demlenen hayallerimiz. Kocaman yürekli kızların kocaman hayalleri. Üniversitenin bazen de soğuk kış gecelerinin en büyük neşesi olan bardaklarımız. Kocaman hayaller; umutlar demlenmiş çaydanlıklarımız. İşte hayal de bu değil mi? Bir çift gözün gördüğü kadarıyla kalan. Kendi penceremizden kendimizce baktığımız dünyalarımızda. Bizce büyük ne varsa dünyada çay bardağındaki dem misaliydi. Bilmezdik bilemezdik eskiden. Şimdilerde gülüp geçtiğimiz ne varsa o zamanlar en büyük sebebimiz…
Bir küçük cam bardakta anılarımı koklarken bugün; içerken yudum yudum. Ne denli küçük olduğumu gördüm dünyada. Ben ve geçmiş hatıralarım dans ediyorduk beraberce.
Koklarken anılarımı bir bir bu sabah…