
03/05/2020
Uzun bir sıra var. Yürüyor herkes ve münasebetini anlamadığım bir çocuk şarkısı dillerde: “Kutu Kutu Pense”. Ses azaldı. Emel teyzem kenardan gelip önüme geçti. Şaşkınım! Son zamanda her gün rüyalarımda gördüğüm, rüyalarımda gerçekten artık cennetten aramıza tekrardan geldiğini sandığım ama her seferinde de uyanıp rüya olduğunu anladığım andan itibaren saatlerce uğradığım hüsran girdabını bana ölüşüyle yaşatan teyzem şimdi önümde! “Teyze? Geldin mi artık?” Üzerinde lacivert eşarbı ve lacivert feracesi. Yine sesleniyorum “Teyze!” duydu ve bana dönüyor. Hemen, arkasındaki ilk kişiyim. Bir ara o siyah gözlerini gözlerimde hissettim, göz çevresi hafif yaşarmış. Uzanıyorum. “Teyze geldin mi?”. Eline uzanıyorum, tutuyor. Sıcacık… “Teyze ellerim buz gibi bak!”. Cevap vermiyor. “Ellerim buz gibi teyze!”. Ağzı oynamıyor, arkasını dönüyor. O an bir ses duyuldu: “Şimdi hissettim, soğuk” dedi, o yankılanan ses ağzını oynatmamasına rağmen teyzemindi. Demek ki bizzat kendisi geldi, psikolojimin oyunu değil bu rüya. Öyle derler bu topraklarda, yani inancımıza göre eğer ölmüş birisi rüyanda konuşurken ağzı oynamazsa gerçekten kendi ruhu gelmiş derler. Yürüyoruz. Soruyorum. “Artık geldin değil mi?”. Cevap yok. Teyzem koşar gibi yürümeye başlıyor, ben hızlanıyorum. Bari rüyada olsun bırakmayayım onu. Uzunca zayıf bir genç geldi yanımıza. Peşinden gittiğim için teyzemin arkası hep dönük bana. Başımı kaldırıyorum, ailedeki anlatılanlardan ‘o’ olduğunu anlıyorum. Adı Enes, teyzemin ilk evladı fakat doğumdan kısa süre sonra hayata gözlerini yumup teyzeme evlat acısı yaşatan, şu an yaşasaydı yirmi üç yaşına basacak olan Enes. Titriyorum. İkisini de tutuyorum kollarından. Yalvarırcasına soruyorum;
“Teyze, Enes’i de mi getirdin?!”
“Teyze, gerçekten artık geldiniz mi?..”
Gencin yüzü birden teyzemin diğer evladı benimse süt kardeşim olan Samet’e dönüştü ve dedi “Enes yok ki, öldü o.”. Annem ve babam beliriyor yanımızda. Hayır diyorum. “Hayır teyzem de var bakın burada, ya görmüyor musunuz?”. Bağrıma basıyorum teyzemi, konuşmuyor o, ben sarılıyorum. Görmüyorlar. Yine benden başkası göremiyor burada olduklarını.” Öldüler demeyin ya ne olur, bakın burada teyzem de bakın sarılıyorum, kollarımda.” Hayır, yok der gibi üçü de başını salladı. Israr ediyorum, ayak direrken teyzemi daha çok sıkıyorum gitmesin diye…
Gözümü açtım. Başım ağrıyordu. Rüyanın ağırlığından yataktan doğrulamadım bir süre. Kasveti beynime çökmüştü belli. Bir müddet sadece baktım. Yatağa, yanıma, koridora. Yoktu anladım…
Simge Nur Bayyıldız