Senli Yollar
Gözlerin gözlerime öyle bir değdi ki sevgilim, kalbimin çığlıkları susmadı bu sefer. Gözlerinin rengi âdeta kalbime aktı. Beni boğan, her baktığımda kaybolmak istediğim o okyanus mavisi gözlerin kalbime ilmek ilmek işlendi sanki. Bilmiyorum, böyle bir şey mümkün mü değil mi? Belirsiz… Ama konu sen olunca boğazım düğümleniyor, yutkunamıyorum. Sanki içime hapsolan nefesim değil de sensin. Benliğim kayboluyor, ‘senliğim’ kalıyor geriye. Sen ben mi oldun yoksa yokluğunda? Yoksa ben mi içimde yaşıyorum seni? Hiçbir fikrim yok, zaten cevabını da bilmiyorum. Bütün bunlara değer misin peki? Kalbimin ritmi hızlandığında, ruhum çekilir gibi olup, avuç içlerim terlediğinde aklıma gelen senken, değer misin aşk diye seni soluduğuma?
Ben mi abartıyorum yoksa seni kendimde, aklımda ve kalbimde? Seni kendime sakladığım için mi tüm bu hırçınlığım? Yoksa değmeyeceğini bildiğim için mi bu kabullenememiş hâllerim? Sahi, değer misin sen söyle? Bende olduğun kadar var mıyım sende? Yoksa, kolayca unutup attın mı beni kalbinin bir köşesine? İşte bu soruyu soruyorsam eğer, değmezsin. Gözlerim görmezdi senden başkasını, kalbim bir seni bilirdi aşk diye.
Senin adınla atardı damarlarımdaki çağlayan kan. Yüreğime ok gibi saplanan bu duygunun zehrini sen akıttın sevgilim. Zehir gibi yayıldın benliğime, tıpkı mürekkebin dağılması gibi dağıttın beni, mantığımı ve cümlelerimi… Nasıl dağıttıysan toplayamıyorum bir türlü parçalarımı… Kelimelerimi bile birleştirip bir araya getiremiyorum. Mantığımı susturup, kalbimi konuşturduğum zamanlardaki gibi değil hiçbir şey. Sanki mantığım da bana sırtını döndü, kelimelerimden ise eser kalmadı şimdi. Suskun ve kırgın olarak kalbimin bir köşesinde öylece bekliyorlar. İçimi hiç sorma! Görsen, yangın yeri gibi; alev alev. O kibriti sen çaktın oraya, sönse bile külleri yakar hâlâ beni. Suskunluğum sana mı yoksa öfkeme karşı mı bilmiyorum, sadece susuyorum ve duruyorum sessizce. Tek bildiğim, bizden olmazmış. Kalbim inat edip aksini söylese bile mantığım o sesi susturup onaylıyor beni. Kendi kabuğuna çekilen mantığım, konu sen olunca yine devreye girdi demek ki.
“Gururum galip geldi bu ikilemli savaşta, sana karşı olan hislerim ise tükendi artık.”
Sanırım en ağırı da buydu. Hissizlik… Ama oldu bir kere işte, geri dönüşü yok. Kalbimi susturup, mantığımı dinlemeye başladım yeniden. Hislerle, duygularla değil; doğrularla ve gerçeklerle hareket etmeye çalışıyorum. Yokluğunla da yüzleştim, merak etme. Merak et tabii, ama geride ne bıraktığını bilerek ve yaptıklarını düşünerek merak et beni. Aklım dedi ki, ‘’Bu adam için değmez, bırak gitsin.’’ Buna karşı gelen kalbim, ‘’Sus,’’ dedi. ‘’Sus, bırak dinleme onu. Ver kararını ve seç tarafını.’’
Şimdi geriye dönüp bakıyorum da çoktan verdim kararımı. Hakikati seçtim, seni değil. Kendime saygımı ve verdiğim sözü seçtim, yalanlarını değil. Artık ayrı yollardayız seninle. Bak, güz geçti; aylar geçti, bir devir daha sona erdi. Benim yolum çıkmaz bir daha senli yollara. Senli yolum, benim yörüngemin tersi. Senin yolun benim yanlışım. Senin yolun benim girdabım ve aklım, girersem çıkamam bir daha. Karışıklığım ve çözülmesi gereken zor sorunlarım. Sensizlik ise mantığım, aklım, iradem ve sabrım. Kendime duyduğum o gücüm. Garip ama kalbim ağrımıyor artık adını fısıldayınca yüreğime…
Gönlüm susuyor sadece, o kırgın hâlâ çekip gidişine. Göğsüm sıkışmıyor mesela. Demek ki sensizlik iyi gelmiş bana, iyileşmeye başlıyorum. Tek seçeneğim sendin, tek ihtimâlim ve tek yolum… Senin için öyle değilmiş ama bak girdin yine çıkmaz yollara, ucu bucağı belli olmayan sokaklara. Öyleyse sen de benim tek yolum değilsin bundan sonra. Lâl olan dilim konuşuyor bunları kalbime. Sessizde değil hatta bağırarak haykırıyor âdeta. Kulağını tıkayan kalbim bile kabullendi bunu artık.
Öyle işte sevgilim, artık yoksun benliğimde. Senli yollarda ben yokum, benim yolumda da sen yoksun. Ama senin yolların benim yollarıma ters. Sen bensizliğe adım atarken, ben sensizliğe yeni yeni yürüyorum. Gözüm yaşlıydı bir zamanlar, yerle bir etmiştin ruhumu. Ama artık kalktım ayağa, yürüyorum kendi yoluma. Yürüyorum sensiz yollarıma; sen de yürü kendi yoluna, sensiz yollarına.