Deneme

Heves

İnsan herhangi bir şeyi her arzu ettiğinde kendine savaş açmış olur. Bilmese de her çırpınışı “Tecrübe” gerçeğiyle alnında belirir. Maddi arzularını tatmini halinde, zamanda eskime gerçeğiyle yüzleşir. Muhtemelen bugün çok istediğini 10 yıl sonra hatırlamayacaktır. Kendisinin, hacimler için yaşamadığını öğrenen kimselerse kendi hayal dünyalarını doldurmakla meşguldür. Hangisi daha egoisttir bilinmez. Birisini tüm gözler diğerini ise yalnızca var eden ve sözü edilen var olmuş bilir. Neticede arzuları uğruna çaba sarf etme durumu her ikisi için ortak bir eylemdir.

Elbette hiçbir çabayı küçük görmek etik değil fakat tutarsız çabalar silsilesi hem sonuca götürmeyecek hem de heves törpüleyecektir. İnsan hevesi, ince buzdan hassas ve hatta onunla yarışır derecede erime tutkunudur. Sonu belli her yol, yapmacık heveslerin kırılmasıyla sonuçlanır. Sonu belli her yol, geri gitme çabasındaki aciz ayakların, hizmet ettiği bedenle olan savaşını konu alır.

Kavrayamadıklarını zorlamak, kimi zaman işleri karmaşıklaştırırken kimi zaman uğruna uğraşılana tümüyle razı bir adım attırır. Razı adım, bilinmeyenin heyecanıyla atılandır. Sonuna hakim olunmayan durumu yaşıyor olmak sonuçtan daha belirgin bir haz verir. Yolun kendisini seven insanlar bu hazzın tadına her öğün bakanlardır. Sabır kavramının keyifle buluşması imkansız gibi görünür. İnsanlar genelde sabrın sonunda keyif olduğuna inanırlar fakat sabrın sırrı, kendi anında keyif barındırmasıdır. Keyifle sabredenler konuşulanlar edemeyenler konuşanlardır.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu