Meçhul
İnsan…
Ne kadar çok insan var. İnsan ki küçük dünya misali. Kalabalıklar içinde insan… Mesela çok komşusu var. Çokça dostu… Hepsini geçtim ailesi bile kalabalık çoğunun. Pikniğe, tatile gider onlarla. Saatlerce süren sohbetler de edebilir. Ne de olsa ”kalabalıktır” her yanı. Sesi bir adım uzakta mesela telefonun ucundadır. Davetiyeler verir düğünlerce… Başı sıkışsa arayıp muhabbet edebilir de hatta. Sabah uyandığında binlerce beğeni toplamıştır dün gece koyduğu fotoğraf veya onlarca cevapsız çağrı vardır gözlerini açtığında. Ne kadar da doluyuz değil mi? Bir o kadar kalabalık bu şehirde… Sorsalar başımızı bile kaşıyacak vaktimiz yok. Hatta başımızı kaşıtmaya dahi bir çevremiz vardır(!) Gel gelelim tablo göründüğü gibi değil. Hangimiz gerçekten bir yakınımızın derdini ”derdimiz” görebiliyoruz? O ağladığına samimiyetle üzülebiliyoruz? Ağladığında ağlamayı geçtim mevzu bahis üzülmek. Ah! Yalan dünyanın ”şen” çocukları… Maskelerimizi takıp ”kendi yolumuza” devam ederken ne kadar duyarlıyız? Bir soralım kendimize. Hani şu televizyona çıkıp da ”kutup ayılarının nesli tükeniyor” diyen insanları eleştiriyoruz ya kendimize güvenerek; hangimiz o kadar cesuruz ki(?) Doğru ya bizler kalabalıkta dostlarımız, akrabalarımızla güvendeyiz korkmamıza gerek yok! Bir yerlerde birileri ağlayabilir. Buna yan komşumuz da dahil veya en yakın dostumuz. Nasılsa birçok propaganda yapar, sosyal ortamlarda resim paylaşır ”üzülüyormuş” gibi yapıp kamu spotu geçebiliriz. Kolay yani, üzülmeye gerek yok(!) Herkes kendine bakmalı sonuçta değil mi? Nasılsa biz mutluyuz, yanımız da kalabalık… Fakat dünyanın debdebesine kapılırken unuttuğumuz bir şey var: Ne kadar çok görünürsek görünelim ”yalnız biz” olduğumuz sürece her şey yalnız… Her şey meçhul! Yanı başındaki çevresine bu denli duyarsız bir insan zaten yapayalnızdır. Hiçbir zaman da kalabalık olmamıştır. Onun yalnız bıraktığı insan da öyle. Yapayalnız bu şehirde…
Tuana Pınar Burakoğlu
Kuru kalabalık içinde yitirdiğimiz ve bulmamız gereken benliğimizi ne güzel özetlemişsiniz.
Teşekkür ederim Azra Hanım
Hepimiz -aslında kimi zaman- kalabalıklar içinde ”bom boşuz” aslında bir o kadar kalabalık! Teşekkürler Azra Hanım, ne mutlu bana…