Şikayeti devamlı hale getirmek kendini bir kafese hapsetmeye benzer. Ki ne verilirse razı olmak zorunda kalırsın tutsaksan. Hoşlanmadıklarınla baş başa kalırsın ve sadece katlanırsın. Çırparsın kanatlarını ama uçamazsın. Yetmezmiş gibi bir de yorulursun, dermanın kalmaz olası bir özgürlük durumunda gökyüzüne kanatlanmaya. Kendini yiyip bitirir hiçbir zaman hayalini kurduğun günlerle kucaklaşamaz, koklaşamazsın. Gözlerinde bülbülün güle kavuşup ona methiyeler dizdiği sahne vardır ve sen o sahne ile yaşamının yanağına son bir öpücük kondurursun. Oysa ki şikayet ettiklerinin zincirlerinden kurtulabilmek için tek yol onları kırmaktır. Önce zincirlerin varlığını kabul etmeli ki zincirsiz bir yaşamın varlığını fark etmeli. Fark etmeli ki kırabilmek için bir şeyler yapabilmeli. Zaten sonrası belli; GÖKYÜZÜ!
Eğer fark edebilir ve bir şeyler yapabilirsek ne şikayet etmemize ne de distopik olasılıklar için kaygılanmamıza gerek kalır. Çünkü çalışan ve üreten insan korkmaz, korkamaz. O zincirlerini kırmakla meşgul olduğundan vakti yoktur buna…
Başa dönersek eğer; bülbül güle ulaşmak için çoktan kafesinden kurtulmuş, yola çıkmıştır. Yolda başına neler gelecek bilinmez elbet ama sonuçta güle ulaşacaktır ve dikenine de katlanmalıdır öyle değil mi?
Velhasıl kelam kafesten veya zincirlerden kurtulmak, özgürleşmek için şükretmek gerekir. Şükretmenin birçok bağlamda benzer anlamları olmasına rağmen şu anda, içinde bulunduğun zamanda sahip olduklarının kıymetini bilebilmek, nefesinin hakkını verebilmektir geleceği ya da geçmişi düşünmeden. Ki bakıldığında birçok kadim kültürde, günümüz psikolojisi ve meditasyon tekniklerinde anı yaşamak, anda kalmak olarak tanımlanır.
Peki bu bize ne sağlar?
Anda kalırsanız eğer gelecek kaygısı ve geçmişin pişmanlığından uzak kaldığınız için vücudunuzdaki stres seviyesi azalır. Bilirsiniz ki stres odaklanmanın, ruhsal ve bedensel sağlığın en büyük düşmanıdır.
Sağlıklı bir zihne ve bedene sahip olduğunuzda ise hiçbir şey için kaygılanmanıza gerek kalmaz. Çünkü yapabileceklerinizin ve kendinizin gücünü keşfeder, buna odaklanırsınız. Dolayısıyla da şikayet ettiğiniz problemleriniz karşısında orijinal ve daha etkili çözümler üretebilme şansınız artar. Bunu sürekli hale getirdiğinizde ise fark edeceksiniz ki problemleriniz sizde birer tekamül sebebi olmuş, şikayetiniz azalmış ve şükran duygusu bedeninizi iyiden iyiye sarmış.
Artık gül ağacının dalına konup şakımanın zamanı gelmiştir, yolculuk bitmiş ve size birçok hediye de sunmuştur huzur gibi…
ÇÜNKÜ EVRENDE SARFETTİĞİNİZ İYİ VEYA KÖTÜ HİÇBİR ÇABA HİÇBİR ZAMAN KARŞILIKSIZ KALMAYACAKTIR.