İncelemelerKitapTarih

Türklerin Tarihi 1 Kitap İncelemesi

İlber Ortaylı’nın konferanslarında ona yöneltilen sorulara cevap verdiği kısımların toparlandığı kitabın ilkidir. 2016 yılında yayınlanan bu ilk kitap için öncelikle şunu söylemeliyim: Mükemmel bir Türkçe ile yazılmış ve hiç imla hatası olmayan bir kitaptır.

Ortaylı, Türklerin tarih sahnesine çıkışı, Anadolu’ya gelişi, Anadolu’nun Türkleşmesi gibi temel konulardan giriş yapmış. Türklerin tarihine bir giriş kitabı ama her cümlesinin altı çizilmeli ve detaylandırılmalıdır. Aslında klasik ders ya da sınav kitaplarında gördüğümüz, okuduğumuz o kuru anlatımların bir tık fazlası var ve kitabın tadı damağınızda kalıyor. Çok çok ince detaylar yok. Gerçekten tam anlamıyla bir giriş kitabı ve Türklerin Tarihi, isminin hakkını veriyor. Ortaylı, Türklerin 11. asırda ilk kez İtalyanlar tarafından Türk diye çağrılmasıyla tarih sahnesine çıktığını belirtiyor. Ayrıca Türklerin ömürlerinin çoğunlukla savaşlardan ibaret olduğunu anlıyoruz. Bu nedenle sanata, eğitime (savaş eğitimleri hariç), kültüre zaman ayrılmamış (Bu durum Ortaylı’nın Türklerin Tarihi 2 kitabında göreceğimiz üzere Fatih Sultan Mehmet’e kadar ne yazık ki böyle sürmüştür (Bunun başlıca nedeni toplumun yerleşik hayata tam anlamıyla geçemeyişidir).

Ülkemizde neden tarihçi ya da gerçek tarihe ilgili insanlar yetişmiyor?

Ortaylı’nın sürekli bahsettiği ve üzerinde durduğu bir gerçek de var. O da şu: Bizde tarihçi, Sinolog, dil bilimci veya coğrafyacı yetişmiyor. Yazarımız bu konulardan çok muzdarip. Ancak ne yazık ki bu bir gerçek. Aşk romanlarından ve fanzeti yazarlarından gına geldi! Ortaylı gibi tarihe şeffaf bakabilecek tarihçilere ihtiyacımız var.

Türklerin Tarihi kitabında göze çarpanlar

Kitapta bilimsel yönden bir bakış yok. Örneğin Ortaylı, Türklerin fiziksel özelliklerinden veya onların değişiminden hiç bahsetmemiş. Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Türkler, daha sonrasında aşağıda İran, Mısır; yukarıda Balkanlar ile kaynaşmış ve çeşitli birliktelikler ve evlilikler yaşanmış. Türklerin fiziksel değişimlerinin bu kitapta irdelenmemesi kitaptaki bir eksiklik değildir. Sadece bu şekilde tamamlayıcılığı olabilirdi.

Dikkatimi çeken bir başka nokta, sürekli tekrarlayan sözcükler var. Aynı kelimeyi on sayfada bir tekrarlamış durumda. Bunun dışında kelimenin cümledeki anlamını göstermek için parantez içine aldığı Latince, Almanca, Fransızca ve daha başka dillerin olması açıkçası beni biraz şaşırttı. Çünkü halihazırda Türkçe yazdığı kelimenin Fransızcasını parantez içine almak neye işarettir, anlayamadım (Burada bahsetmek istediğim şu: Bu parantez içleri sadece tek bir dilde olabilirdi; örneğin Almanca. Kaldı ki buna zaten gerek yok ve bu arada bu parantez içleri herhangi bir özel kelimeyi de barındırmıyor).

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu