Bilinçaltının Gücü, İrlandalı yazar Joseph Murphy tarafından yazılmıştır. Kitapta genel olarak bahsedilen şey, “Olumsuzu çağırmayın, her zaman olumlu düşünün”. Kitabın neredeyse tamamı olumlamalar üzerinde gidip geliyor.
Murphy, önce etrafımızda sürekli dönüp duran olumsuz telkinlerden bahsediyor. Örneğin;
“Yapamazsın. Hiçbir zaman bir şey başaramayacaksın. Yapmamalısın. Başarısız olacaksın. Hiç şansın yok. Bir faydası yok. Dünya kötüye gidiyor. Artık çok yaşlısın. Aşk dediğin laftır. Kimseye güvenemezsin…”
Hepimiz ne yazık ki bunlarla her gün karşılaşıyoruz.
Beyin neden her zaman öncelikli olarak olumsuzu düşünür?
Herkesin bu hayatta kendisiyle ilgili çözmesi gereken bazı durumlar var. Asabi insanlar, kendini hasta hissedenler, zengin olmak isteyenler vb. her türlü durum için insanın kendi içinde olumlama yaparak daha iyiye ulaşması gerekiyor. Ancak insan beyni sürekli olarak olumsuz düşünme eğilimindedir. Bu bir hastalıktır. Aslında kısacası şu anda dünyada yaşayan çoğu insan hastadır. Yazar da bunu yenmenin yolunun olumlu şeyler düşünmek ve bu düşünceleri bilinçaltına yerleştirmek olduğunu düşünüyor.
Asabi insanlar için bir olumlama
“Bugünden itibaren daha iyi huylu olacağım. Keyif, mutluluk ve neşe hayatımdan hiç eksik olmayacak. Her gün daha da sevecen ve anlayışlı bir kişi oluyorum. Etrafımdaki kişiler için bir keyif ve iyi niyet kaynağı olacağım, onlara neşe bulaştıracağım. Bu mutlu, neşeli ve keyifli ruh hali artık normal ve doğal ruh halim olmaya başlıyor. O yüzden, minnet duyguları içindeyim.”
Sürekli tekrarın amacı; hayal gücünün ve bilinçaltının olumlu uyarılmasıyla ve bir beklenti içine girilmesiyle daha mutlu hayatın bizleri bekliyor olmasıdır. Bu olumlamanın sabah akşam sesli bir şekilde tekrarlanması, insanın normale dönme ve daha iyi olma yolunda adım atması anlamına geliyor.
Özet
Murphy, kısacası bize “İyi şeyler düşününce iyi şeyler olur, kötü şeyler düşününce kötü şeyler olur.” diyor. Yani evrene bilinçaltımız üzerinden göndereceğimiz mesajların yerine ulaşacağını düşünüyor. Öte yandan her sayfadaki benzer anlatımlar kitabın kalitesini düşürmüş. İçeriğin fazlaca tekrarı, 286 sayfalık kitapta bir yerden sonra sıkıcı hale gelmeye başlıyor. İyimserlik üzerine daha kısa bir anlatım söz konusu olabilirdi. Bu nedenle kitap da derinliğini kaybetmiş gözüküyor.
