
Yapboza dönmüş düşüncelerimin içinden seçip düzene oturtmaya çalışıyordum. Maviliklere bakmak, gözlerinin içine dalmak öyle güzelleştirdi ki ruhumu hep. Daldı hayallerimin içine. Ve dalgaları vurdu huzurun tanelerine, bilinmezliğin içindeki kalbime.
Ve bir ses geldi:
-İyi geceler olsun Kaptan!
İyi bir gece miydi vuslata erdiren? Sokak lambasının altında üzerinde bir ay arayan. Elinden tutacakların hasretini çeken. Gece miydi?
Denizden yükseliyordu göğe doğru gözlerimin içindeki alevler. Hiçbir şey etkilemiyordu hafızama vuran sancılar dışında. Kalbim atmak ile atmamak arafındayken eski olmayan eksiklikler ile kapatıyordu gözlerimi gecenin karanlığı usulca. Bir ses geldi yeniden:
-Uyudun mu Kaptan?
Neden kaptan diyordu bu bana? Kafamda soruşturup durdum. Her zamanki gibi karşımdakiyle değil içimdekiyle konuşmuş, yine kendi kendime neler düşünmüştüm. Neden kaptan diyebilirdi, sorusuna bulduğum kaç cevap vardı beni yiyip bitiren? Ve tanımadığım bir insanın bir kelimesi bile nasıl beni bu denli düşündürür ve saatlerimi çalabilirdi? Tanıdıklarımın bu durumundan şikayetçi değildim, onlar bu ruhun içinde olduğu sürece elbet aklımdan çıkmayacak, içimde her hareketi sorgulanacaktı. Yaptığım tek hata -çoğu insan gibi- diyalog kurmak yerine iç monolog oluşturmaktı şüphesiz. Hayatın en değişik güçlerinden biri olsa gerek ‘iç mahkeme’. Bazen öyle bir acıyor ki orası, doldukça doluyor. Ve hatan seni ele veriyor. ‘İletişim’ diye bağırıyor için ama olmuyor, bazen bazı şeyler düğüm oluyor. Düğümleri çözmek gerek diye düşünürken fırladım bana “Kaptan” diye seslenen adamın yanına. Sordum: Kaptan değilim, yalnızca bu geminin içindeki bir kişi, neden böyle hitap ediyorsun?
-Seni tanımam sanıyorsun oysa seni gözlerinden tanıyorum. Kaptan diyorum çünkü gözlerindeki güç söylüyor her türlü felaketin içinden sağ çıkabileceğini ve gözlerin söylüyor bu gemi şuan batmaya kalksa elbet kurtarmaya çalışacak, dümene koysak yabancılık çekmeyecek öyle bir insansın ki… Gözlerin seni ele veriyor.
Belli ki dışım ve içim birbirinden apayrı kutuplardaydı. Ama kazınmış bir kere geminin her demirine “Her şey zıttıyla var olmuştur bu evrende.”