Bilinmezliğin Senfonisi

Bay Meraklı: Merhaba HERA!
HERA: Ooo merhaba, Bay Meraklı! Gene buradasınız. Şüphelenmeye başladım; yoksa hiç eve gitmeden burada durup yolumu mu gözlüyorsunuz?
Bay Meraklı: Yolunuzu gözlediğim kısmı doğru. Ama sürekli burada bekleyerek değil tabi. Eve ve işe gidip geliyorum. Siz de öyle, bir var bir yok oluyorsunuz. Merak etmem işten bile değil.
HERA: Boşuna Bay Meraklı diye çağırmamışım demek sizi. Neden merak ediyorsunuz ki?
Bay Meraklı: Bu sorunun cevabını verdiğimi düşünüyorum. Bayan HERA
HERA: Peki, nedir o cevap?
Bay Meraklı: Bilinmezlik. Bilmiyorum hala bilmiyorum.
HERA: Ah, şu bilinmezlik! İnsanoğlunun kadim yoldaşı, hem dostu hem düşmanı. Hayatı hem çekici kılan hem de çekilmez kılan şey ne garip değil mi?
Bay Meraklı: Garip olan nedir, anlayamadım.
HERA: Bilinmezlik, diyorum bayım, bilinmezlik. Düşün ki hayattan bilinmezliği çıkardığında geriye ne kalır? Bir harita mı? Önceden yazılmış bir senaryo mu? Ya da hayat diye bir kavram kalır mıydı geriye.
Bay Meraklı: Güzel olmaz mıydı?
HERA: Yanılıyorsunuz Bayım, güzel olmazdı.
Bay Meraklı: Neden güzel olmasın ki? Bilgi kötü bir şey değil ki!
HERA: Fazla bilgiden söz ediyorum ben. Mesela, biraz önce beni buraya gelip beklediğinizi söylediniz neden peki? Çünkü ne zaman geleceğimi bilmiyordunuz. Eğer bilmiş olsaydınız gelip beklemezdiniz. Bilseydiniz eğer, beni bekler iken yaşadığınız o telaşlı hali yaşamayacak olurdunuz. Beni gördüğünüzde yaşadığınız heyecan ve sevinç duygusundan mahrum kalırdınız. Sizce bayım bu duygulardan mahrum kalmak iyi bir şey olur muydu?
Bay Meraklı: Böyle düşününce, değil tabii.
HERA: Bundan dolayı bilmek, bazen öldürmektir. Bilinmezliktir hayatı hayat kılan. İnsana çeşitli duyguları yaşatan.
Bay Meraklı: Peki, Bayan HERA, bir de şöyle düşünelim yakınlarımızı veya sevdiklerimizi ne zaman kaybedeceğimizi bilsek iyi olmaz mıydı? Onlara daha fazla zaman ayırmaz mıydık?
HERA: Yanlış Bayım, hiçbir şey yapamazdık.
Bay Meraklı: Nasıl yani?
HERA: Düşünün ki Bayım, biri size yakınınızı şu tarihte kaybedeceksiniz der ise neler yapardınız? Ben sizin yerinize cevap vereyim hiçbir şey yapamazdınız. Ölüm tarihini bildiğinizden her geçen gün daha da tedirgin hale gelirdiniz, ama elinizden bir şey gelmeyeceğini de bilirdiniz. Kalan tüm günleri bu tedirginlik ve çaresizlik içinde geçirirdiniz. Bu nedenden dolayı yaşanması muhtemelen birçok duygudan da mahrum kalırdınız. Yarının ne getireceğini bilmemenin verdiği o tatlı heyecan, hayatı yaşanır kılan en değerli armağan belki de.
Bay Meraklı: Gene haklı çıktınız. Gene haklı çıktınız Bayan HERA
HERA: Bilinmezlik, hayatı hem çekici hem dayanılmaz kılan şeydir. Ne tam aydınlık, ne tam karanlık. İşte hayat denilen şey.”
Bu konuşmanın ardından HERA oturduğumuz banktan kalkarak yürümeye başladı, benim ise aklımda tek bir soru vardı, acaba bir daha onu ne zaman görebilecektim. Daha fazla dayanamayıp arkasından bağırdım: Sizi tekrar ne zaman göreceğim Bayan HERA.
HERA: Bilemem Bayım, Bilinmezlik.