Edebiyat

Sevdayı Sonsuz Sanmışım

Zaman Her Şeyin İlacı

Bir gün bahçede dolaşırken bir ip ayağıma dolandı. Otlar sapsarıydı. Bahçe susuzdu; dahası, sarmaşıklar her yeri kaplamış ve dikenler boylamıştı. Dikenlerin içinden, sarmaşıkların arasından boylu boyunca uzanan bir dereye rastladım. O anda, derenin ortasında, bir salın üstünde ellerini kavuşturmuş ve çaresizce bekleyen bir kız gördüm. Sessizce bir süre kızı izledim. Bembeyaz gelinlikli, kardelenler açmış saçları ile gözleri yaşlı kız uzun boylu ve dupduruydu. Kızın beni fark etmemesi için gizlendim. Gizli gizli onu seyrettim. Buna karşılık, o ise ağlamaktan harap olmuş gözleriyle etrafı seyretmeyi bir an olsun bırakmıyordu. Neden ağladığını sorduğumda evinin yakınında tavşanının kaybolduğunu söyledi. Bunun üzerine tavşanı aramaya başladık. Bir süre sonra, tavşanın dere kenarında otları yediğini gördük ve onu aldık. Derenin suyu da aynı o kız gibi dupduru aktı ve sonsuz bir masmaviyle parladı. İçinde balıklar kulaç atıyordu. Balıklar benim bulunduğum yerden bile gözüküyordu.

Tavşan kızın elinde kar gibi bembeyazdı. Kızın elleri soğuktan kıpkırmızıydı. Kız, tavşanı eline alarak yürümeye başladı ve bu tavşanın kendisine mi ait olduğunu sordum. O, tavşanın evlerinin önünde yuvasının olduğundan söz etti. Tavşan bir gün evlerinde ekin ekerken karşılarına çıkmış ve onu sahiplenmişler.

Kaderin birleşen yolları

Kız, tavşan ile oynarken ben kızın gözlerine bakıyordum. Gözleri ela ile kahverengi arasındaydı. Kömür karası saçları gözlerinin önüne düşüp dalgalanıyordu. Kız öyle neşeli ve akıllı birisiydi ki sohbeti hiç sıkmıyordu.

Kıza ekin işlerinin, bahçe bakımının zor olup olmadığını sordum. O ise bu tür işlerin kendisine iyi geldiğini söyledi. Fidan dikmenin, tohum ekmenin, meyve aşılamanın kendi enerjisini yükselttiğinden söz edince ben de sevinmedim değil.

Kıza ismini sordum. O ise önce benim ismimi söylememi istedi. “Benim ismim Bekir. Senin ismin nedir?” dedim. Kız “Benim ismim Ravza Nur.” dedi. Ravza Nur… Sonrasında Ravza Nur’la epey yol aldıktan sonra bir taksi bekledik. Ravza Nur bana o tatlı ve güleç yüzüyle o kadar masum bakıyordu ki onun yanaklarını öpmeye, saçlarına dokunmaya kıyamıyordum. Ona sarılıp ağladım. Onun karşıma çıkmasının belki de hayatımın en güzel tesadüfü olduğu inancındaydım. Sonrasında bir taksi geldi ve ona bizi şehir merkezine götürmesini söyledim.

Şehir merkezinde bir gün

Şehir merkezine geldik ve Ravza Nur sanki dünyanın başka bir yerine gelmişiz gibi hayretler içinde bana bakıyordu. Onunla önce bir lokantaya gidip Nazilli pidesi ve İzmir Bombası yedik. Özellikle pidenin tadına bayıldı. Bir tabak daha istedi. Gözlerini yemekten alamıyordu. Hayatında sanki hiç yemek yememiş gibi yemeği hapır hupur yedi. Başka bir ihtiyacı olup olmadığını sordum ve teşekkür maksadıyla elimi tuttu: “Teşekkür ederim, her şey için. Bana yardım ettin ve karnımı doyurdun. Sağ ol.” dedi. Bu sözler karşısında dilim tutulmuştu. Kıza ne diyeceğimi bilememiştim. Sonrasında “Ne demek, asıl sen sağ ol. İyi ki dere kenarında seni gördüm ve bu vesileyle tavşanı bulduk da tanıştık.” dedim. Lokantadan ayrıldık.

Yemekten sonra, onunla çarşıyı biraz daha dolaştık ve ardından Türk Sanat Müziği icra edilen güzide bir mekâna gittik.

“Mekân bir arkadaşımın tanıdığının mekânı. İsmi Yarenler.”

“Güzelmiş. Aydınlatma sistemleri, süslemeler, bahçenin yeşilliği, enstrümanların uyumu ve ahengi… Her şey yerli yerinde.”

Beğendiğini gördükçe çok mesut oldum. Ona tekrardan teşekkür ettim.

Eve dönüş

Bütün günün ardından, artık eve dönmemizin vakti gelmişti. Eve doğru yürürken, yol boyunca koyu bir sohbete daldık. Ona kardeşlerinin, anne ve babasının iyi olup olmadıklarını ve onların merak edip etmediklerini sordum. Benim telefonumu kullanarak tavşanını aramaya çıktığını, tavşanını ararken derede, salın üstünde, ağladığını ve o esnada benimle karşılaştığını ve benim yanımda bir süre kalacağını ailesine haber etti.

Sonunda eve vardık; ikimiz de oldukça yorulmuştuk. Yatmadan önce ona Türk Kahvesi pişirdim ve Türk Kahvesinin yanına bir tane cevizli lokum koydum ve bir bardak su ikram ettim.

Sonrasında kıza uygun pijamalar verdim. Kız, kıyafetleri aldı ve üstünü başını değiştirmek için odaya geçti. Bense kahve fincanlarını, tabakları ve bardakları alıp mutfağın yolunu tuttum. Bulaşıkları yıkayıp kıza temiz çarşaflar, yorgan ve yastıklar verip ona iyi geceler diledim ve ben de salonda yatmak için çarşaf, battaniye ve yastık aldım ve uyudum.

Sabahın ilk ışıkları

Sabah güneşi, tıpkı yeni doğan bir çocuk misali pek güzeldi. Üstelik, etrafa huzur veren bir ışık saçıyordu. O sırada, camdan dışarı baktığımda sabahın o rengârenk kokusu ve kuşların cıvıltısı her yeri büyülüyordu. Kız ise henüz uyanmamıştı. Ona sürpriz yapmak için elimden geldiğince özel bir kahvaltı hazırladım. Sonrasında herhalde fazla gürültü yapmış olmalıyım ki kız uyanmış ve banyoya geçmişti. Mutfağa geldiğinde, gördüğü kahvaltı sofrası karşısında şok geçirmişti. Yaptığı en güzel kahvaltı olduğunu söyledi ve bir anda bana sarıldı.

Ravza Nur’un hayatıma girmesiyle birlikte, sanki çevremdeki her şey birdenbire neşeyle dolmuştu. Dahası, etrafımdaki her şey yeniden renklenmiş gibi görünüyordu. Aynı şekilde Ravza Nur’un da hayatında birtakım farklılıklar oluştu. Bir tavşanın vesilesiyle, ikimiz de kendimizi tatlı bir serüvenin tam ortasında bulduk. Belki de kader, bizi bir araya getirmeyi arzuluyordur; Ravza Nur da bunun farkında!

Umut Çavdar

Herkese merhabalar! Ben Umut ÇAVDAR. Süleyman Demirel Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği programında okuyorum. 2. Sınıf öğrencisiyim. Edebiyatı ve sanatı çok seviyorum. Yazı yazmak benim en büyük hobim. Yazılar yazıp onları insanlara duyurunca çok zevk alıyorum. Sizlerin de yazılarımı okuyup zevk alacağınızdan eminim.

İlgili Makaleler

2 Yorum

    1. Çok teşekkür ederim Mustafa, can dostum. Okuyup değerlendirmene ve beğenmene çok sevindim. Sizlere de ben edebiyat sanatına kıymet veren, yazarlığa ve sanata can suyu olan böyle güzel bir dergiye davet ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Çok sağ olun. Saygılarımla…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu