Edebiyat

Çölden Denize Yolculuk

Koyu gri günlerin acısından başka hiçbir şeyi hatırlatmayan bir şarkının bir zaman sonra güzel bir anın simgesine dönüşmesi ne kadar mümkün? Rüzgarın hayat veremediği bir çölden kaçarak kollarına düştüğüm uçsuz bucaksız bir okyanusta boğulmadan yüzebilmek ne kadar marifet ister?

Sadece kaybettiğim bir başka oyundan sonra yazabildiğime kendimi inandırmıştım. Şimdiyse kaygı ve kalıplar olmadan, boynumda zincir olmadan yazabilmek bana cesaret veriyor. Hikayede en son nerede kaldığımı düşünüp devam ediyorum. Sıcak yaz günlerinden kaçışımı anlattıktan sonra şimdi soğuk kış gecelerine olan yolculuğumu anlatıyorum.

    Bir ”gül olduğum” yanılgısından dolayı körelen gözlerimi okyanusun dibinde açıyorum. Tuzlu su gözlerimi yakması gerekirken bu yabancılıkta samimi hissediyorum. Hiçbir şey alışageldiğim gibi değil ve korkutucu geliyor. Ama hep hazırlıksız ve ani olmaz mı diye düşünürken neden kaçtığım aklıma geliyor. Ben gül değildim, tilki değildim, prens de değildim. Ben bir resim değildim. Bir hikaye kitabı değildim. Ben, beni bir kalıba sokacak herhangi bir şey değildim. Ben yine benim. Kalıplara uymaya çalışırken kim olduğunu unutan herkes bir gün artık tanıyamadıkları benlikleriyle baş başa kaldığında bocalıyordu. Ama kimse geçtiği bu yolda başkasının da kaybolmaması için bir işaret bırakamıyordu. Ben de arkamdan gelen kimseye yardım edemeyeceğim. Binlerce yıldır olduğu gibi yine deneyerek öğreneceğiz. Herkes hayatlarının benzer evrelerinde bir nedenden ötürü kaybeder kendini. Kim olduğunu bulmak için yağmurda ıslanmak, kırmızı bir halıda yürümek, 10. kattan aşağı bakmak veya saçları son derece yamuk kesmek gerekebiliyor. Bu yazı bir harita veya pusula değil ama son yıllarda öğrendiğim dersleri ölümsüzleştirerek geleceğe bir hatıra bırakmak istiyorum. Herkesin ortak bir yönü olan bu yolculuğu kendi deneyimlerimden yola çıkarak anlatabilmek için yazıyorum. Hepimizin son derece unutkan olduğu böyle bir zamanda bir şeyleri ölümsüzleştirmek henüz mümkünken yapıyorum. Sırayla yağmurda ıslanmayı, kırmızı bir halıda yürümeyi, 10. kattan aşağı bakmayı ve saçları yamuk kesmeyi anlatacağım bir seri oluşturmak için yazıyorum. Kaygı ve kalıp olmadan.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu