DenemeEdebiyatHikaye

Gidenlere Ağıt, Gidenlere Gözyaşı

Ölüm,
Nazan öncel~Gidelim Buralardan🎶
Genelde bulutların üzerinde olduğum için, gerçek hayatla ilgili konularda ne yapacağımı, nasıl davranacağımı, ne tepki vereceğimi şaşırırım. Trajedi dedikleri bu olsa gerek. Komediye gülüyoruz, drama ağlıyoruz, trajedi ise hayatın bize tokat atma şekli. Tarifsiz, evet evet sanırım en doğru kelime bu. Tarifsiz. Hiç. Gerçek bir acı yaşadığında insan bunu tarif edemiyor. Gözyaşı bile zor akıyor gözünden. Sabaha karşı gelen telefonlar hep ölüm haberi olur derler. Doğruymuş o meğer. Sabaha karşı telefon çalması hep korkutur beni bu yüzden. Böyle tam saat 5-7 arası. Gece mi gündüz mü belli değil. O telefon acı acı çalar sanki, bilirsin bağrına bi ateş düşecek, açmak istemezsin o telefonu, ama mecburen açarsın ya, aynısını yaşadım bu sabah. Annemi ağlarken görmeyi sevmiyorum. Gerçi bu dediğimi kim sever ki zaten. Ama babamla o kadar aşık ve mutlular ki, annemi ağlarken çok nadir görürüm. O yüzden biraz fazla üzüyor bu beni. neyse.
Cenaze evleri de bi garip, biri ağlıyor biri teselli ediyor biri güçlü kalmaya çalışıyor birileri koşuşturuyor. Hem her şey normal akışında hem de hiçbir şey normal değil sanki. Cahit Sıtkı ölümden çok korkardı. Sanırım bundandır 47’sinde gitti. Ama biz onun gibi olmayalım. Nâzım gibi hep hayatla yaşamla dolalım; “Yani, nasıl ve nerde olursak olalım, hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak.” İçime yeni çiçekler ektim, yeşerip beni yaşatsın diye. 💐

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu