
En uzun gece, ne matah şey ama. Sadece o gün mü uzun size geceler, günler? Değişik. Çünkü bana geceler hep uzun, hep karanlık. Bir geceyle kısıtlayamam bunca sıkıntımı. Bu geceye bir kaftan dikmişsiniz de diğer geceler çıplak kaldı. Korkmayın, ben kapatırım onların üstlerini. Ben buradayım. Bu gece uyumazsınız belki en uzun geceyi tatmak adına, belki diziler filmler izlersiniz, dilekler tutar gecenin karanlığına bırakıverirsiniz.
Ben ne dilekler yolladım tüm bu gecelere, yıldız olmalarını izledim tüm dileklerimin. Saatler ilerledikçe dileklerim, dileklerim arttıkça yıldızlar kapladı her yeri. Ben o zaman vuruldum geceye, gecelere.
Gecenin en karanlık zamanının şafağa yakın vaktinde diye bilirsiniz. Kim uydurdu bunu? Çünkü uydurma laflardan birisidir bu. Milletin ağzından toplanan sözlerin torbası içinden bize çıkardığı tombala galiba bu cümleler. Şayet öyleyse ben daha çinko bile yapamadım.
Gecenin en karanlık vakti sana bağlıdır. Sen ne kadar yüreğini, gözünü karartırsan o kadar kararır. Sesleri o kadar işitmezsin. Ben mesela tüm gece kuş sesleri dinlerim, müziğimi kapatır, düşüncelerimi rafa kaldırır onları dinlerim. Çünkü onlarda dinlenmek adına çıkarıyor onca sesleri.
Gelelim sizin uzun gecenize. Her şey gibi onu da tüketmeye hazır olun. Uykunuzla tüketeceksiniz, rüyalarında gömeceksiniz bu uzun gecenizi. Yine ben nöbet tutacağım. Geceye yine ben eşlik edeceğim.
Bir Yorum