DenemeEdebiyat

Geçer mi?

 Küçükken kanayan yaralar, büyüdükçe kabuk bağlar mı?

 Peki ya kabuk bağlayan yaraların izi, öpünce geçer mi?

 Küçükken zaman çabucak geçsin isterdim. Kocaman, kendi ayakları üzerine basabilen, güçlü bir insan olabilmekti en büyük dileğim. Bedenim küçük olduğu için boyumdan büyük olan olaylara karışamaz, koruyamazdım sevdiklerimi. Belki de küçücük bedenimi koruyacak kadar büyük değildi yüreğim…

 Küçükken de sersemdim ben. O yüzden sürekli düşerdim bir yerlerden. Bazen de bilerek atardım kendimi yerlere. Canım acıyınca sevdiklerimi yan yana görmek hoşuma giderdi. Oysa insanlar yan yana olunca bile acıtırdı canını… Zayıftım bir kere. İnsan zayıf olunca, sevdikleri ona zorla yemek yedirmeye çalışırdı ya hani… Açlık, canımı acıtmazdı. Zaman içinde açlığı, tok olmaya tercih ettiğimi anladım. Meğer insan, herkes için güzel olan tokluğu değil de yüreğini doyuran açlığı severmiş.

  Velhasıl,

Zaman geçti. Hem de öyle bir geçti ki bir yel gibi esti geçti. Geriye kalan parçalar çocukluğumdan kalan yaralarım oldu. Büyüdüm biraz. Kendi ayaklarımın üzerinde de duruyorum bir şekilde ama düşemiyorum bu sefer yükseklerden. Düşersem eskisi gibi gülmez yüzüm bir kere.  Acıkırsa yüreğim tok sevdalara, doyuramam… Doysa bile eskisi gibi olur mu tadı?

 Damağımda kaldı çocukluğumun adı, tadı…

 Sahi,

 Küçükken kanayan yaralar, büyüdükçe kabuk bağlar mı? Kabuk bağlayan yaraların izi, öpünce geçer mi?

  Ben öptüm, geçmedi…

Buket Şanlıtürk

Nefes aldığım sürece, yaşamaya bağlı kalan bir faniyim. Kendi iç dünyamın, dışarıya açılan kapıları misali...

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. Ellerine sağlık abla. Büyümekle, çocuklukla bozmuşsun kafayı belli. Geçmişte geçmemiş demek ki. Ama su akar yolunu bulur. Allah karşına güzel insanlar çıkartsın. <3

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu