
Kişinin mental veya duygusal nedenlerden dolayı kendini sevmeyişinden kaynaklanan yetersiz ya da aşırı beslenmesi sonucu oluşan çeşitli hastalıklar bütünüdür.Bugün dünya nüfusunun en azından %9’u anoreksiya nervoza,bulimia nervoza,binge eating disorder gibi hastalıklarla uğraşmış/uğraşmaya devam ediyor.İşin korkunç tarafı ise bu yüzdenin her geçen gün artması.Peki nasıl oluyor bu yeme bozukluğu?Nasıl devam ediyor?
Kalorilerini saymak ,öğün atlamak,deliler gibi saatlerce spor yapmaya çalışmak,kendini kusturmak,acıkınca yemeğin yanından geçmeyi bırakın tartıda yüz gram fazla çıkacağım diyerek su bile içmemek…Tüm bunların size kazandırdığı şey belki bir iki kişiden duyacağınız “aa canım,kilo mu verdin sen?”sözleri.Bir iki kişi diyorum çünkü bu hareketlerinizin kaybettirdiklerinden biri olan özgüven sizi evde hapsolmaya itecek.Her ne kadar 5-10 kilo verince kendinizi seveceğini sanacaksınız ama yanlış davranışlarınız sizden saçlarınızı,tırnaklarınızı,dişlerinizi,vitaminlerinizi kısacası sağlığınızı ve eğer ne yaptığınızı fark etmezseniz sonunda hayatınızı alacak.
İlk başlarda her şeyden habersiz duruma alışırsınız.İşe yarıyor,canım acıyor ama oluyor işte diyerek devam edersiniz.En geç 2-3 hafta içerisinde kendinizdeki değişikliği fark edersiniz.Fakat siz yeme bozukluğunuzu bıraktığınız ve normal beslenmeye başladığınız anda verdiğiniz tüm kiloların fazlasını çok ama çok kısa bir sürede geri alırsınız.Ve işte kısır döngü burada başlar.Aynı senaryolar defalarca yaşanır,artık öyle bir noktaya gelirsiniz ki vücudunuz sürekli titrer,mideniz hiçbir yemeği kabul etmez,saçlarınız devamlı ellerinize gelir ve incelir,tırnaklarınız kırılır,gözlerinizin altı mosmor olur,yataktan kalkamazsınız,sosyal ilişkileriniz mahvolur çünkü tebrikler,siz artık kendinizi sevmiyorsunuz.Siz daha kendinizi sevemezken,sevmek için girdiğiniz bu yolun sonucunda nefret etmek zorunda kalırken bir başkası sizi nasıl sevebilir ki?
Hayat nasıl göründüğünü düşünmekten çok ne kadar güldüğünü umursaman için var değil mi?