Her şehirde
Bir ev tutuşur
Ne ateş vardır ne duman
Gece gündüz,yanar yanar
Görmez olur gözler
Diller susar
Ya da uzanır eller
Uzanan eller de yanar
Bir gün
Tutuştu bir ev
Koca şehir göremedi
Kül oldu
Uçuştu külleri
Bir teyze balkonundan bakınırken
Puslu gözleriyle,hüzünle
Uçuşan külleri gördü
Ve geçmişe döndü
Yetmiş sene öncesine
Annesiydi o kül
Gözyaşları ile bir yangın söndürebilen
Babasıydı o kül
Şiddetiyle yangınlar çıkarıp
Bağırışlarıyla besleyen
Yaralarına daldı teyze
Derisinin içine işlemiş
Her bakışında daha da derine inmiş
Gözyaşlarına daldı teyze
Senelerdir akmaktan
Kalmamış artık yaş,bitmiş
Günümüzde
Hiçbir şey değişmemiş
Hala tutuşurmuş evler
Dumansız,alevsiz
Görmezmiş gözler,görse de yardım edemezmiş
Eden olsa da o yangını dindiremezmiş
Ağlamış teyze
Hem geçmişe hem günümüze
Değişmeyen hayatlara
Bitmeyen şiddete
Gözlerimiz önünde uçuşan kafamızı çevirip
Görmezden geldiğimiz o küllere
Bir yerden sonra uçup giden yok olan o küllere
Şehrin birinde
Bir kül yok olur
O külün çıktığı ev yanar yanar
Evde yaşayanlar kor olur
Yaşananları görüp susanlar kör
O teyze
Yaşadıklarına, yaş almışlığıyla
Canından çok sevdiği annesine
Annesini katleden babasına
Canını toprağa vermenin acısıyla
Yanarken içindeki yangını hala
Düştü o külün peşine
Hüzünlü gözleriyle
Kamburu belinde
Gözünde hiç korku
Elinde bastonu
Korkusuz teyze
Söndürdü o yangını
İçinde daha nice
Yangınlar söndürebilecek güçle