DenemeEdebiyat

Zamanın Haykırışı

Karanlık bir koridorda ilerliyorum. Gözlerim bir şey arıyor etrafımda. Tutunacağım, derdimi paylaşacağım birini ve içimizdeki duyguları yıkmayan özlemi arıyorum. Zihnimi meşgul eden bulmacalarla , içimde bir nebze olsun yeşeren duygular ve düşüncelerle mazide terk ettiğim aydınlığı arıyorum.

Önümdeki karanlık belki de aydınlığın habercisi. Öyle bir yorgunum ki şüphe ediyorum artık yaşadıklarımdan. Aydınlığın kıyısından geçmek bir tebessüm, gözlere sirayet eden umut gibidir. Bu güç de bende var mıdır? Bilemiyorum. Kaderim karanlık duvarların arasında sıkışmış gibi. Adeta ayaklarımı yerden kesecek olan bir kuvvet sarmış etrafımı.

Tükenmek bilmeyen özlem bulutları sindiriyor etrafımda bütün bu yaşananları, geçmişin acı yüzünü. Issızlaşıyor zaman. Koridorda ayak seslerim yankılanıyor. Bir anda heyecan duyuyor yüreğim bu karanlık koridorun ortasında.

Neyin heyecanıdır bu? Umudun mu geçmişin mi? Zihnim, zaman ve mekan tanımıyor. Başka yerlere sürüklenmiş gibi ayaklarım kımıldıyor yavaşça. Aklım sorularla dolu. Yüreğimde unutmak istediğim ve mazide terk ettiğim hatıralarım benimle yol alıyor gibi.

Karanlık koridorun sonunda fısıldayan aydınlığa ilerliyorum. Biri gözüme çarpıyor. Duruyorum. İstemsiz bir şekilde koşmak istiyorum. Geçmişimi, Sevdamı görüyorum. Yine karşımda , zamanın haykırışı yüzünü göstermiş bana. Karanlık, mazinin hikmeti karşısında duramamış. Yıllar akıp geçse de geçmiş tecelli etmiş hasretin giderilmesine.

Yine aynı. Hiç değişmemiş yüzü ve bakışları. Masumiyetiyle saklanmak istiyor sanki. Sır kapılarını aralayacak gibi duruyor. Başını önüne eğmiş. Her şeyden habersizmiş gibi saçları yüzüne gölge olmuş. Zamanın akışını umursamayacak gibi görmüyor belki de içimdeki duyguları. Neden başın önünde Sevdam? Neden bu suskunluk ve mahcubiyet?

Yalnızlığımı , özlemin acısını görüyorum. Derin bir acı saplanıyor düşüncelerime. Geçen zaman engel oluyor gözyaşlarımın süzülüşüne. Bakamıyorum ona. O da hüzünlü ve güçsüz. Neden konuşmuyor benimle? Duvarlar mı, kaleler mi var önümüzde? Sözcüklerim ve hüzünlü hatıralarım boğazımda düğüm oluyor. Gücümün, takatimin azaldığını hissediyorum. Gözlerimden süzülen her damla geçmişin çilesi, mutluluğun sancısı gibi.

Sözcüklerim tükenmiş. Tek bildiğim zaman aynı değil , coşkularımız aynı değil , gözler aynı değil. Işığını kaybetmiş gözlerimiz. Aydınlığa muhtaç olmuş. Özlem sed çekmiş gözlerimize. Tek gördüğümüz karanlık. Renklilik kalmamış hayatımızda. Tükenmişiz, bıkmışız yılların acımasızlığında ve sessizliğin mahkumiyetinde.

Göz kapaklarım gittikçe ağırlaşıyor. Kapanmaya yüz tutmuş gibi. Etrafıma bakacak gücüm kalmamış. Başım önümde eğik uzaklaşıyorum oradan. Yaşananları içime gömerek , kaderin görünmezliğine boyun eğerek nereye olursa gidiyorum. Bilmiyorum belki son görüşümdü onu. Belki de bir daha kesişmeyecek yollarımız. Olsun gözler görmese de olur. Gönül görsün , mazi hatırlatsın yeter. Olur da yıllar sonra hatırıma gelirse edeceğim bir duadan nasibini alır o da.

Belki bir gün

Özlem ışık olur da

Kalkar karanlıklar önümüzden

Hatırlanmak da yeter, unutulmamak da

Özümüz de bir, sevdamız da.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu