DenemeEdebiyat

Geçmişin Mahkumu

Ekim. Ekim’in üçü bugün. İkiye geliyor saat. İlerliyorum gitmek istediğim yere. Etrafımda birçok insan var. Sesleri yükseliyor bu güzel havada. Bağırışları, haykırışları ve gülüşleri yankılanıyor. Bir amaca sahip değil gibiler. Ne hedefleri , ne de gitmek istedikleri yol belli. Boşuna yaşamışlar sanki. Düşlerindeki dünya sürgün etmiş onları buraya. Hep orada kalsalardı keşke. Neden bozdular ki bu sessizliği? Umursamıyorum artık. Derdim bana yeter zaten. Acımı içime gömmüş gibiyim. Silmek istiyorum geçmişi , yakmak istiyorum anıları. Nasıl yapacağım? Tutsak olmuş zihnim , düşüncem. Yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Kıramıyorlar zincirlerini. Açılamıyorlar özgürlüğe.

Artık düşünmek istemiyorum. Unutmaya çalışacağım. İlerleyeceğim geleceğe. Umarım dönmeyecek aklım geçmişe. Mümkün müdür bu? Bilmiyorum. Başka yol yok. Gidiyorum yine ayaklarımın götürdüğü yere. Ağaçların çiçeklerin arasındayım. Akıyor sular gürül gürül. Başka insanlar var burada. Çok mutlular. Yaşamak düşünceleri , sevgileri tadına doyulmayan pınarların kaynağı gibi.

Kanatlanacak gibiyim. Duyuyorum yüreğimin sert atışlarını. Ellerim terliyor , heyecanım artıyor. Bu kadar mutluluk fazla mı bana? Evet çok fazla. Uzun süredir yaşamadım bu kadar heyecanı. Hafızamda yankı buldu geçmişin kederi. Gözüme ışık oldu geçmişin enginliği. Vesile oldu dimdik durmamıza geçmişin tatlı yüzü , yaşamın çilesi.

Budur bizim heyecanımız. Yaşanmaz o kadar fazla heyecan. Yaşayacaksa, heyecanlanacaksa insan eriyecek geçmişin ıstırap veren yalancı masumiyetliğinde. Özlemin yolunda , sevdanın kesiştiği köşebaşlarında , tatlı tebessümlerin yaşandığı yağmurların altında eriyip tükenmeli insan. Kulakları büyüleyen rüzgarın ahenkli fısıltısında yürümeli , kaybolup aydınlığa çıkmayı bilmeli insan. Sessizliğe bürünür maneviyatımız. Geçmiş takip eder bizi adım adım. Dilimiz varmaz konuşmaya. Fısıltı olur sözcüklerimiz , kaybolur düşüncelerimiz. Geçmiş bir çukur gibi olur. Ararız bir yerlerde. Zamana karşı koyamayan düşünceleri. Kaybettiğimiz hatıraları ve özlenilen gülüşleri.

Kaçamaz irademiz bir yere

Mahkumdur her zaman

Geçmişin çukuruna girmeye

Çünkü

Yaptık hatayı bir zaman

Geçmişin karanlık gölgelerinde.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu