DenemeEdebiyat

Sessizliğin Naif Melodisi

Sessizlik adlı bir kelime vardır o kadar güzel bir kelime ki anlatamam. İşte şu an o kelimenin içerisindeyim. Önceden sessizliği pek sevmezdim hep çok konuşur ve çok eğlenen biriydim. Ama şimdi çok konuşmak istemiyordum. Yalnız ve sessizliğin bana verdiği huzuru yaşıyordum sadece.

Artık her şeyden uzaklaşmak hissi ile dolup taştım. Kimilerine göre depresyonmuş bu yaşadığım ama aslında bana göre kimseye kendini anlatma gereği duymamak, insanlar ne der demeden yaşamak, kitaplarda yaptığım o ucuz seyahatler, küçük şeylerden mutlu olmak gibi ve daha neler neler… Aslında bu olgunluğun basamaklarına attığım adımlar ve o dünyanın ağır gürültülerden kaçış benimki. Farkında mısınız bilmem ama dünya çok gürültülü… Şimdi usulca dünyanın sesini dinleme vakti, sadece bekle sessizce bütün çalışan motorların seslerini unut. Dünya’nın gerçek sesini duymak değil mi amaç? O zaman doğanın narin sessini de kıs. Binalardan gelen o çaresiz haykırışları duymaya başlayacaksın. Okullardan gelen bazı aptal öğretmenlerin, akıllı öğrencilere sırf öğretmenlerin bilmediği bir soru sorduğunda haz edemeyip suçsuzca ettiği hakaretleri duymaya başlayacaksın. Sokaklarda ki insanların birbirine bakışlarından anlayacaksın. Aslında gözlerde çok sesli konuşur duymak isteyen olursa. Gözlerde ki kıskançlığa bak ne kadarda sesli bir şekilde bağırıyor, nefretleri, kırgınlıkları ne kadar da sesli duyuyor musun? Hayvanların sessizliği de çok şey anlatıyor ve daha neler neler… İşte asıl dünyanın sesleri bunlardır.

Bunlardan kaçmak asıl istediğim. “Dinleyenin olmadığından değil, anlayanı olmadığından sessizleşir insan.” diye bir söz okudum bugün ve saatlerce düşünmemi sağladı. İşte dediğim gibi şu an tek istediğim sessizliğin naif melodisi…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu