DenemeEdebiyat

Deniz Ülkesi

 

Senelerce senelerce evveldi.
Bir deniz ülkesinde yaşayan bir kız vardı.
İsmi Eftelya 
Hiçbir şey istemezdi sevmekten başka onu. 
Çocuktu ve memleketi sanmıştı hiçbir şehre kıyısı olmayan o ülkeyi. 
Çocuktu ve sanmıştı ki beklemekle güzel sonuçlanır her kavga, her sevda. 
Öyle öğretmişti ona annesi “Bir şey gelmezse elinden, yorgunsan ve ıslanmışsan büsbütün, yaşam korkusu sarmışsa içini ve çepeçevre batmışsan meçhule giden bir aşka, göğsünde yeşerttiğin ne varsa başucuna koy ve bekle” Demişti. 
Ne karanlık bir kelime şu beklemek. Derin deniz mavisi. Bu yüzden hapsoldu zamanla maviliklere. Bıraktı deniz ülkesini ve onu aramayı ülkenin dört bir yanında. Ne aciz kelime şu beklemek. Savaşın ortasında kalan çocuk gibi. Birazdan ailesinin belireceğini sanıyor sokağın başında, yanıldığını öldüğü zaman anlayacak. 
Ne can yakıcı kelime şu beklemek, sonunun neresi olduğunu bilmediğin bir yola gitmek gibi, hiç görmediğin Tanrı’yı özlemek gibi.
Senelerce senelerce evveldi.
Bir deniz ülkesinde yaşayan bir kız vardı.
İsmi Eftelya
Vazgeçti ev sandığı deniz ülkesinden.
Vazgeçti yolunu gözlemekten hiç gelmeyecek olan yolcunun. 
Ama günleri hep hayal içinde geçti.
Yine de eğer umut bitmişse bir gün veya bir gecede, gelecekte ve hiçlikte, bu yüzden mi her şey biter? 
İlk kez veda ediyorum kalbime, aşkıma ev sahibi olan deniz ülkesine. Dalgaların gürültüsü içinde ayakta duruyorum. Kumlar azar azar kayıp gidiyorlar parmaklarımın arasından derinlere. Bu sırtımı yasladığım taş, şu gölgesinde ağladığım ağaçta gelse ya benle. Olmaz mı Tanrım? 
Biraz daha soluklansam ya onun sevdasında, saç uçlarında, göz bebeklerinde. 
Ağlıyorum Tanrım, gözyaşlarım dökülüyor. Daha sıkı tutamaz mıyım onları. Kurtaramaz mıyım onları beklemenin ciğer yakan kokusundan. Bütün gördüğüm, yaşayacağım bu mu? 
Bu mudur rüya görmek, bu mu demek sevmek? 
Bilseydim yine düşer miydim bu tuzağa. Bakma bana o yargılayıcı gözlerle, düşerdim biliyorum. Ah, bu çiçeklerin hepsi senindi, baştanbaşa masal meyveleri ve çiçeklerle örülmüş bu bahçe, kararmak için yanan yıldız senindi. Hala gelecekten bir ses haykırır bana “Devam, devam” Diye. Ama devinimsiz, korkuyla dolu ruhum. Bilirim ki gelmezsin. Bilirim ki sana ulaşmak için zorladığım kapılar kapalı. Ve şimdi, senden ayrılırken itiraf edeyim ki, günlerimi düş sayarken yanılmıyorsun. Ama umut gitmişse uzaklara, bitmişse bir gün veya bir gecede, bu yüzden mi her şey biter? Anlına konulsun bu öpüş. Hülyalı uzaklarda ihtimallerin tükendiği yere kadar, yalnız seni. Tükendi ihtimaller ve umut. Bir daha hiçbir cihan kucaklamaz seni.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu