Satır başında kadın
Bazen bedel ödemek zorunda kalan, bazen bedel ödeyecek bir kurtuluşa bile davet çıkarmayan, haksızlığa boyun eğdirilmiş, göz yummuş her kadına ahtımdır acılı mürekkebimin ıslak damlalarından akan her satırın başı… “Satır başı” demiştik değil mi? İşte bu öyle bir sözcük ki bana sorarsanız. Kimi zaman bir kadının yaşamında yepyeni, bir A-4 kağıdı kadar bembeyaz sayfalara selam verirken, kimi zaman da bir satırla başlayıp toprağa karışan bedenlerin alın yazısı olan o sözcük. Ah şu kadın olmak! İşlenmiş en ağır suç muydu bu düzeni bozuk coğrafyada örülü duvarlar ardına taşan… Kaç çığlık cevapsız kaldı kanla örülü suallere? Kaç biçare beden sustu. Bambaşka bir hayatı göz pınarlarıyla kana kana içerken? Toprak olup gitsen de cevabı hazır mıydı nefessiz bırakılan ruhların. Daha kim bilir kaç güneş batacak bir gün doğumunda uyanılan karanlık sabahlarda. Sönsün ışıklarım, sussun çaresiz yüreğim, solsun hayat bahçemden çalınan güllerim…
Ben kadınım!
Bitmek bilmeyen bir savaşın ortasında yorgun düşmüş, kendi gölgesinde yaşlanan bir ağacım.
madamrose