
Gelen insanlar var.
Bekleşenlerden oluşan kalabalığın içinde gözler kendilerini bekleyenleri arıyor.
Giden insanlar var.
Kalanlarla vedalaşıp çocukları öpüyorlar.
Gelenler için yol, gidenler için de ayrı bir yol.
Ama gelenlerin tıpatıp gidenler olduğu bir tren garı burası.
Gelenlerin hiç varamadığı, gidenlerin de hiç dönemediği bir gar.
Dünyanın en büyük garı….
Uzun bir yolculuğun başladığı her yer dünyanın en büyük garı değil midir zaten?
Giderken gitmek için başlanılan yerde insan küçücük hissetmez mi kendini?
Siz nasıl hissediyorsunuz vedalaşırken?
Sonra gidişleri gelişleri düşündüm.
En son vedalaştığım insanları düşündüm.
“Hoşça kal.” mı demiştim yoksa “Görüşmek üzere.” mi ?
Fark ediyordu değil mi ?
Herkesten bir parça var. Kendini bulamayan yoktur heralde bunca sözün içinde. Kalemine sağlık
Sizde bulabildiyseniz kendinizi ne mutlu bana. Teşekkür ederim
Ya vedalaştığımızı bilmiyorsak? Son olduğunun farkında değilsek.. O zaman ne söylemeliyiz?
Hiç bir zaman son olduğunu bilmeyeceğiz, bilmeden söylediğimiz kelimeler kalacak..
Yazıyı okurken gözümde anılar canlandı. Umarım “görüşmek üzere” demişizdir ve hayat bizi tekrar karşılaştırır. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir yazı. Yüreğinize sağlık..
Umarım yeniden görüşmek istediğiniz insanlarla dolu bir gara çıkar yolunuz… Teşekkür ederim değerli yorumunuz için 🍀