DenemeEdebiyat

Karantinada Gece

Seninle sözümüz vardı bezm-i elestten bu yana. Beni böyle çaresiz bırakmayacaktın. Acılar içinde kurumuş yapraklar gibi, her rüzgarın peşinde savrulmama izin vermeyecektin. Ne oldu?

Nesine inandın bu dünyanın, nesine kandın. Neydi eksik olan söylesene? Tutkularına yenilmiş ruhun şimdi gözlerimde. Yavaş yavaş yanan bir ateşin içinde, kelimeleri boğazına düğümlenmiş bir kadınsın. Oysa sana aşkın kırmızı kumaşından kraliçeleri bile kıskandıracak bir elbise diktirmiştim. Duvarda asılı kaldı.

Sıcaklığını saklıyor yatağım, saçların dökülürdü yıldızlar gibi. Üzerime düşecek sanırdım düşlerin. Düşlerimden azad ettim seni. Serbestsin. Bildiğim tek şey var hayatımın içinde, hastalandığında başucunda ağlayacak bir adam bulamayacaksın.

Herkes şimdi kafasında kuruyor; “Kime yazıyor?” diye. Kelamlarımsa sokakta kalmış bir çocuk gibi sahiplenilmeyi bekliyor. Geçen gün sordular; “Kavuşamadığınız biri mi var?” diye. “Yok” dedim. Yalan söyleyemezdim. Verilen cevabın içinde sadece çözülemeyen gizemdi şiirlerim. Bir yanım Cahit Zarifoğlu oluyor bu yalnızlıkta, ağladığım zaman Attila İlhan’ın gözlerine benziyor gözlerim. İkisini de ne severim. Aşkı anlatanlar, ayrı bir yer tutar yüreğimde. Şiiri anlayan kadın var mı bu devirde? Bana denk gelmediyse, işte bu benim eksikliğim. Geçen biriyle sohbet ettim, en son cümlemde “Ben seni anlamadım.” dedi. Sustum. Sen anlamış olsaydın yanımda olurdun.

İçimdeki bu bilinmez aşk, bizi hapseden salgın gibi büyüyor. Bir geceden başka bir geceye bulaşıyor. Geceleri karantinaya mı alsam, çözümü olur mu yokluğunun? Bana gözlerindeki sevgi lazım. Nerede bulacağım bilemiyorum. Bazen selam yolluyor buluyorum kendimi, uçan bir kuşun kanadına bağlayıp aşkı. Bir şiirin ayağına sarıp, güvercinlerle mesaj yollar gibi gönderiyorum selamımı. Bu evrende her şey seninle başlıyor. Sen evrensin ve herkes birbirine bağlı. İşte tam da burada yol ayrılmaları yaşıyorum. Aşktan anlamayan o öpülesi dudaklarından soğuk cümleler düşüyor. Kahkahaların kulaklarımda çınlıyor, sesin yankılanıyor boş bahçelerde. Yalnızlık ciğerime işleyen bir zehir gibi. Sorma, bu karanlıktan bir el uzanmaz bana ve sen sorma nedenini.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu