Son Günlerin Fotoğrafı Olmalı

Zor günlerin fotoğrafı duruyor,
Paslı bir çivi,
Parke taşlarında uyanışım.
Yoksul arka mahallede,
Uzun ince sigara sarışım,
Saçlarına uzanamayan yıldız.
Son günlerin fotoğrafı olmalı,
İlk günlerin anısına karşı
Dik bir duruş hikayesi.
Cebimde delikli kuruşlardan kolye,
Ayaklarıma dolanan kara yılan.
Hangi dağa ağıt yakmıştı gözlerin,
Eriyip giden,
Kabus kemiklerini suya koydular.
Bir büyü,
Bir ayet gizliydi dudaklarında.
Bir tren yolu şimdilerde
Aklıma takılanın raylarda ezildiği
Kömür tozları arasında
Hayal kurmak heveslerimi büyütüyordum
Yürürken ellerim cebimde
Kelimelerimi ona döküyorum
Başkaları duyuyor
Ve anlaşılmaz bir şeyi
Anlamlı kılacak yolu arıyorum
Yarasalar beni davet ediyor karanlığa
Ben güneşin ancak yaktığı bedenime
Kömürden kalemlerle resimler çiziyorum
Elbette icabet edeceğim davete,
Fakat henüz karanlıktan korkacak yaşlarımda
Yılların geri dönmesini istemediğim andayım
Çocukluğum
Korkulara yenik düşmekte
Ve tekrarı olmayan davete
Gidiyorum
Karanlığı aydınlatanın ben olmadığımı biliyor ellerim
Ardımda tonlarca ağırlıkta
Korkunç ses ve dumanlara
Kör bir demir parçası
Ve şans tutuyor yakamdan,
Siyahı ayaklarımda görüyorum
Aynada yüzüme bakmak
Muazzam bir korkunç his
Dikişleri duruyor hala
Nefes almak istediğimde
İplere takılan havayı hissediyorum
Ve ilk kez değil bu akan kan.
Ve soframda yarasaları büyüten
Böcekleri ve meyveleri taşıyan
Küçük ellerim
Arsız bir şarap taşıyor şimdi.
Ve trenlere bakıyorum
Uzakları yakın eden yollara
Hasret ile bakıyorum.
Gelmeyecek olanı
Getirecek olan talihe
Küfürler ediyorum.
Hiç bir şeyi saklamadım,
Her şeyi bitirmeyi çokça düşünüyorum,
Son kez veyahut ilk kez değil.
Bir tren yolculuğunda sen,
Ve ben,
Raylarda koyun sayıyorum.
Son kulvarda içime dökülüyor,
Eritileren kazanlardan,
Sıcak demir tozları.
Son günün fotoğrafı olmalı,
Yeşil, korku, tekerlek ve dudaklar.
Hatırladıkça ruha
…
Bir şiir öldürdün sen,
Azılı katil olman yakındır.