Atlas: Düşünen Robotlar ve İnsanın Sonunu Getiren Teknoloji
Netflix’te 2024 yılının en çok izlenen filmlerinden olan Atlas, başrolünde Jennifer Lopez olmasına ve çok fazla izlenmesine rağmen yeterince beğenilmedi. Ama bu beğenilmemenin de altını doldurmak lazım. Çünkü çok tipik yapay zekâ araçlarıyla başladı. Örnek vermek gerekirse bir evde hareket eden robotlar, yardımcı robotlar, otomatik kahve makineleri, sese duyarlı TV ve benzeri üniteler, sizinle konuşan çalar saatler ve benzerleri… Sanırım artık daha farklı şeyler görmeye ihtiyacımız var.
IMDb: 5.6/10.0
Sinemalar.com: 6.1/10.0
Letterboxd: 2.0/5.0
Rotten Tomatoes: 2.8/5.0
Her şeye rağmen filmin başında çok can alıcı bir cümle vardı: Çok zeki bir yapay zekânın yapacağı ilk iş insanları öldürmek, yok etmek olur! Kulağa ne kadar da korkutucu geliyor, değil mi?
Konu olarak, Atlas adında bir veri analisti, aslında yapay zekâ analisti, düşünebilen bir yapay zekânın peşine düşüyor. Uzaya kaçan yapay zekâlı robot da dünyayı daha iyi bir hâle getirebilmek için tüm insanları yok etmeye çalışıyor. Sizce de bu işte bir terslik yok mu? İnsanlar robotu üretiyor, buna zekâ yükleniyor. Bu robotlar bir şekilde düşünebilen varlıklara dönüşüyor. Sonunda da akıllarına ilk gelen dünyayı insanlardan temizlemek oluyor. Burada konuyu Cem Yılmaz yıllar önce özetlemiş.
İlginç sahneler
Grafik kalitesini pek sevmedim. Çünkü uzayda geçen savaş sahneleri gerçek dışıydı ve bana çok uzaktı. Belki de bu sahneler henüz gözümüzde canlanmadığı için bana uzak geliyor da olabilir. Bu nedenle filmde gerçekten bir yapaylık olduğunu söyleyebilirim. Zıt bir örnek de ileriki sahnelerde var. Yüksek teknoloji olmasına ve yapay zekânın da üstünlüklerine rağmen, hatta ileri bir geleceğe rağmen zindana biri atılabiliyor, hâlâ koca koca zincirlere bağlanabiliyor.
Bu sahnelere rağmen gariplikler bitmiyor. Bir adam elinde kılıçla metrelerce yükseklikteki (Normal bir insanın en az 10-15 katı) bir yapay zekâ robotunu ve içindeki kadını öldürmeye çalışıyor. Olay en son yapay zekânın insanların kendi kendini öldüreceğine inanması ile bitiyor. Zaten bu tür bir cümle kuruluyor da. Ancak yapay zekâ ile aşırı bir duygusal bağ kuruluyor. Benzer bir durumu Johnny Depp‘in Evrim filminde, Ex-Machina’de, Her’de ve daha birçok filmde görmüştük.
Aslına bakarsak şu anda dünyamız düşünen herhangi bir yapay zekâya hazır değil. Evet, belki konuşan, diyalog bazlı düşünen (!), insanların işlerini kolaylaştıran robotlar mevcut. Ancak iş düşünen robotlara gelince durum farklı. İradesi olan ve ne yapacağı hiçbir zaman belli olmayacak yeni bir tür…