Şehir Nöbetimde Vukuatım Yoktur, Komutanım!
Moskova’da saat geceleyin ikiye beş var,
Sokaklarda ayyaş salaş genç çocuklar ,
Ara sıra köpek sesleri geliyor, bazen köşe başında politzei,
Burası soğuk, manzaralı odası cehennemimin.
Komşu kadının bir retriverı var, küçücük daha, ismi Rupi,
Her gece havlaması başlıyor saat 2-3 gibi,
Onu sevmesi güzel hem o saatlerde genelde uyuyor oluyorum,
Bi’ bu gece denk geldim, zebaniler için nöbet tutuyorum.
Çok çalışmak, az uyumak ya da az uymak,
Umrumda degil önemli biri olup olamamak ,
İkbal kaygısı dışında para kazanmak bile mühim değil,
Düşümde değil inan tek bir servet akçesi dahil.
Yalnız, boydan boya bir kitaplık hayal ettim şu boş duvarda,
Mutfaktan gelen cıvıl cıvıl sesin ve bolonez kokusu,
Ayaklarımın üstünde ayakların, dans etmeyi öğreniyorlar,
Birlikteyken dişlerimiz, ne kadar çok görünüyorlar.
Tasdi olurdun oysa burada benle olsan, bilmez miyim,
Alevlerin ortasında âmâ bile yangın var der.
O yüzdendir ki yaşam uykumun ağırlığı kadar hazzı hayatımın
İkimiz için bir cennet olsaydı, cehenneme razı gelir miydim?