Büyülü Fener

Sözlerin bir vakit manalı geliyor, bir vakit karmakarışık
Seni işitmek, baştan aşağı üzüm bağına bulanmak demek
Eminim, söylediklerini dinlemek, tanrısal bir şeylerle alakalı
Seni işitmek bana, ruhani bir huzur veriyor
Birbiri ardına ne çok kelime söylüyorsun öyle bir anda
Sıraya koymayı bırakıp sesindeki yumuşak ezgilere kapılıyorum
Her durakta başka dinin cennetinden bir bahçe deriyorum
Seni işitmek bana, aromatik rüzgarlar veriyor
Ayaklarım daha sağlam basıyor yere bu kez, bir ağaç gibi kökleşiyorum
İçim kıpır kıpır, bütün sokağı tek nefeste koşuyorum
Başım dimdik hep, gökyüzü artık daha yakın
Seni işitmek beni, muktedir bir adam yapıyor
Bütün bir evrenin karanlığı doluyor içime böyle
Ufukta, gün ışığından çaldığın bir şeyler var
Yorgun gözlerime dönüp son bir kez daha bak öyleyse
Tenhalığın beni, yavuz bir adam yapıyor
Ne varsa yaşamaya dair içimde, edeyim diyorum tarumar
Senin çehren melale yeltense mahvedeyim şeb-i efkarlarını
Sende tanrı eli değmiş bir kumaş var
Yoksunluğun onulmaz bir çağ hastalığı
Mahvediyor beni, bir vakitli vazife gibi görmen
Susuyorum susuyorsun, içim ürperiyor birden
Benden sıkılıyo’ olma fikrin bir kenara dursun
Tanrım, bu efsunlu gece hem sonsuz sürsün, hem de yok olsun