Dağladı yüreğimi o eşsiz bakışıyla
Filizlenirdi her düşünce onun gülümsemesiyle
Bakardı derin bir anlam özgünlüğüyle
Vazgeçmek istemediği halde,
Vazgeçmek zorunda kaldığı karanlık çehreye.
İlerlemek isterdi ufkun masumiyetliğinde
Sisli limanlara , uzak yollara
Ama ne yanaşılacak liman
Ne de gidilecek yol var,
Göklerin kızılımsı yorgun güzelliğinde.
Sevdam!
Tahmin edebiliyorum
Düşüncelerinizi, duygularınızı
Bakışlarınızla bütünleşen
Mahzun maneviyatınızı.
Suskunluğunuzla kemale eren
İlminizi, erdeminizi
Aniden parlamaya başlayan
Engin halet-i ruhiyyenizi.
İlerisi görünen parlak geleceğinizi
Vazgeçilmez bir felsefeniz olan
Kadim inatçılığınızı, kararınızı, duruşunuzu.
Biliyorum Sevdam!
Hepsini biliyorum ve düşünüyorum.
Benliğimin yarısını kaybetmiş gibi
Toprağa düşen her parçam
Can çekişmekte
Ve dönmekte mazideki hatıralara
Kader aynam olmaktan çıkmış
Farkında olmadan ilerlemişim makus talihlere.
Yıllar geçecek
Uğrayacağız belki
Hezimete veya aydınlığa
Başımız iki elin arasında
Oturacağız bir köşeye.
Düşüncemizin her yerinde
Yaralanacak mazinin her yanı
Tasvir edemeyecek hatıraları hafızamız
Çünkü yıllar ezip geçecek bizi
Karanlık odalarda, ıssız koridorlarda.
Sevdam!
Erişsin benliğimiz
Birlikte aydınlığa, eşsiz hakikatlere
Ulaşsın ilmimiz
Sonsuzluklara, bilinmezliklere.
Yakınlaşsın maneviyatımız
Yeni limanlara, ışıltılı ufuklara
Kavuşsun hissiyatımız
Aydınlığın ötesine, mukaddesatın zirvesine.
Sevdam!
Arıyorum gözlerinizde
Geçmişi ve geleceği
Maneviyatınızdan süzülecek her kelimeden
Hissediyorum suskunluğa bürünen duruşunuzu.
Sözlerimiz tükenmiş
Duruşumuz sarsılmış
Gözlerimizin içine bakamayacak kadar
Cesaretimiz kırılmış.
İrademiz titremekte
Haykıramadığımız sözcüklerimiz
Geçmişin saklı köşelerinde
Ağlamaklı bir vaziyete düşmekte.
Gözlerimizdeki çetin düşünce
Benliğimize, yüzümüze tesir etmekte
Gizli bakışlarımız özgün bir olgunlukla
Geçmişin derinliklerine sürüklenmekte.
Hissiyatlarımız maneviyat buhranında çökmekte
Düşüncelerimiz kızgın fırtınalarda yanmakta
Üzerimize çöken gece
Düşüncelerimizin menzilinde
Öfkemizi kabartmakta.
İsterdim yanınızda
Gözyaşlarımı akıtmayı
İsterdim
Kaybolan aydınlığımın karanlık mevcudiyetinde
Ellerinizi tutarak gözlerinize bakmayı.
Parçası olmak isterdim
Düşüncelerinizin ve ilminizin
Hissetmek isterdim
Hiçbir gülüşe sığmayacak
Özlemini ve tebessümünü.
Yüreğimizin derinliklerinden gelen
O acı dolu son kelimemiz de
İsterdi
Dikenli yolların ucunda
Acıya katlanarak yürümeyi.