EdebiyatŞiir

Son Kelime

Dağladı yüreğimi o eşsiz bakışıyla

Filizlenirdi her düşünce onun gülümsemesiyle

Bakardı derin bir anlam özgünlüğüyle

Vazgeçmek istemediği halde,

Vazgeçmek zorunda kaldığı karanlık çehreye.

İlerlemek isterdi ufkun masumiyetliğinde

Sisli limanlara , uzak yollara

Ama ne yanaşılacak liman

Ne de gidilecek yol var,

Göklerin kızılımsı yorgun güzelliğinde.

Sevdam!

Tahmin edebiliyorum

Düşüncelerinizi, duygularınızı

Bakışlarınızla bütünleşen

Mahzun maneviyatınızı.

Suskunluğunuzla kemale eren

İlminizi, erdeminizi

Aniden parlamaya başlayan

Engin halet-i ruhiyyenizi.

İlerisi görünen parlak geleceğinizi

Vazgeçilmez bir felsefeniz olan

Kadim inatçılığınızı, kararınızı, duruşunuzu.

Biliyorum Sevdam!

Hepsini biliyorum ve düşünüyorum.

Benliğimin yarısını kaybetmiş gibi

Toprağa düşen her parçam

Can çekişmekte

Ve dönmekte mazideki hatıralara

Kader aynam olmaktan çıkmış

Farkında olmadan ilerlemişim makus talihlere.

Yıllar geçecek

Uğrayacağız belki

Hezimete veya aydınlığa

Başımız iki elin arasında

Oturacağız bir köşeye.

Düşüncemizin her yerinde

Yaralanacak mazinin her yanı

Tasvir edemeyecek hatıraları hafızamız

Çünkü yıllar ezip geçecek bizi

Karanlık odalarda, ıssız koridorlarda.

Sevdam!

Erişsin benliğimiz

Birlikte aydınlığa, eşsiz hakikatlere

Ulaşsın ilmimiz

Sonsuzluklara, bilinmezliklere.

Yakınlaşsın maneviyatımız

Yeni limanlara, ışıltılı ufuklara

Kavuşsun hissiyatımız

Aydınlığın ötesine, mukaddesatın zirvesine.

Sevdam!

Arıyorum gözlerinizde

Geçmişi ve geleceği

Maneviyatınızdan süzülecek her kelimeden

Hissediyorum suskunluğa bürünen duruşunuzu.

Sözlerimiz tükenmiş

Duruşumuz sarsılmış

Gözlerimizin içine bakamayacak kadar

Cesaretimiz kırılmış.

İrademiz titremekte

Haykıramadığımız sözcüklerimiz

Geçmişin saklı köşelerinde

Ağlamaklı bir vaziyete düşmekte.

Gözlerimizdeki çetin düşünce

Benliğimize, yüzümüze tesir etmekte

Gizli bakışlarımız özgün bir olgunlukla

Geçmişin derinliklerine sürüklenmekte.

Hissiyatlarımız maneviyat buhranında çökmekte

Düşüncelerimiz kızgın fırtınalarda yanmakta

Üzerimize çöken gece

Düşüncelerimizin menzilinde

Öfkemizi kabartmakta.

İsterdim yanınızda

Gözyaşlarımı akıtmayı

İsterdim

Kaybolan aydınlığımın karanlık mevcudiyetinde

Ellerinizi tutarak gözlerinize bakmayı.

Parçası olmak isterdim

Düşüncelerinizin ve ilminizin

Hissetmek isterdim

Hiçbir gülüşe sığmayacak

Özlemini ve tebessümünü.

Yüreğimizin derinliklerinden gelen

O acı dolu son kelimemiz de

İsterdi

Dikenli yolların ucunda

Acıya katlanarak yürümeyi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu