Mete Okyay-Donuk Kitabı İncelemesi

Donuk, Mete Okyay tarafından yazılmış olan ve 2021 yılının başlarında İkinci Adam Yayınları tarafından çıkarılmış olan kitaptır.
Kitapta kısaca, insanoğlunun ve dünyanın yine insan üretimi olan yapay zeka tarafından ele geçirilmesi anlatılıyor. Bu anlatım 3 farklı boyutta geçiyor: Sanal gerçek, donmuş sanal gerçek ve işleyen zaman, yani gerçek zaman. İçinde bulunduğumuz gerçek zamanda Gezgin adındaki kişi yolda ilerledikçe kendini aniden donuk sanal gerçeklikte bulur. İlerledikçe yapılardan geçmeye başlar ve bu yapılarda sıkışmış başka insanlarla tanışır. Bu kez de tanıştığı insanlarla hem zaman hem de mekan olarak sıkıştıkları, dondukları yerden çıkmaya çalışırlar.
İzolasyon merkezi
Bir salgın veya benzeri bir durumla karşılaşan dünyada artık kaçacak bir yer yoktur. “Varlıklı Azınlık” diye tabir edilen aşırı zenginler dünyanın her yanından toplanırlar. Yer altına inşa edilen izolasyon merkezinde uyutulmayı beklerler. Ancak kalanlara ne olacak? Aklınıza Roland Emmmerich’in 2012 adlı filmi gelebilir. Burada da gemiye sadece parası olanları aldılar. Parası olmayanlar da dışarıda kıyameti beklemeye başladı.
İzolasyon merkezinin devreye girmesiyle Gezgin ve arkadaşları kendilerini sanal gerçeklikte bulurlar. Otonom araçlarla akan trafik, insanlar ve normal bir yaşam… Gezgin ve arkadaşlarının maceraları sürerken sanal gerçeklik yapay zekanın kontrolüne geçer. Uyutulan insanlar birer birer ölmeye başlar ve izolasyon merkezinde tekrar yaşama dönerler.
İleri zaman distopyası
2080 yılında geçen bu hikayenin öncesinde dünyaya savaş hakimdi. Ayrıca salgın da buna eklenince çok önceden planlanmış olan izolasyon merkezi projesi devreye girerek fakirleri dışarıda bırakmıştı. Ancak buradaki odak nokta dışarısı değil, içerisi. Dünyadaki kaos sırasında yerleşkelerde koruma modunda bekleyen androidler aktif hale gelerek insanlığın sonunu getirmeye başlarlar.
Özet
İnsan bir yazılım oluşturdu, insan suretinde yapay zeka üretti. Yapay zeka insanla çatıştı. İnsan ve yapay insan el ele vererek kendilerini yok etti. Kaosta uzaya kaçmış olan varlıklı insanlar uzayda uyanmaya başladı.
Kitap kurgusal bağlamda yerinde ilerlemesine rağmen bazı detaylar kısa kalmış gibi gözüküyor. Karakter odaklı olmaması ve konunun tek karakter üzerinde gitmemesi bir kitapta bulunması zor bir özelliktir. Ancak karakter tanımlamaları tadımlıktı. Yazar dünyadaki kaos, uzaya kaçış, yapay zekanın insanla çatışması, zamanın donması gibi birçok farklı konuyu bir arada sunmuştur. Bunların inişli çıkışlı bir şekilde değil de belirli bir çizgide anlatılması, kitap her ne kadar distopik olsa da gerçeğe daha yakın hissi veriyor.
İlginç bir kitap.
Okunacaklar arasına aldım.
Aslında geleceğe dair kitapların önemli bir bölümü bugünün mutsuzları tarafından yazılmış.
Maalesef bugünün mutsuzları da geleceği bugün gibi çizmekte ustalar.
Oysa bu tür kitaplarda bu mutsuzluğu ortadan kaldıracak veriler de ararım ben.
Eğer geleceği hayal ediyorsak, daha mutlu bir gelecek için zihnimizi de açmalıyız.
Ya da yazar buna da yardımcı olmalı.
Yoksa bir tarafı eksik bırakmış gibi gelir.
Şu şekilde söylemek isterim: Kitapta zaten mutlu olan bir kesim var. Bu kesim, amacı olan bir kesim ve hedefine ulaştığında mutlu olduğunu düşünüyorum. Eğer bu açıdan da bir çıkarım yapacaksak benim söyleyeceğim “Herkes aynı anda mutlu olamaz.” olur. Lakin kitabın odağı bu olmadığı için burayı uzatmayacağım.
Kitapta hoşuma giden bir yön daha var. Şu zamanlarda bir yandan salgınla uğraşırken bir yandan da teknolojinin gelişmesi gibi iki zıt durumla karşı karşıyayız. Donuk kitabında da bunun iyi bir şekilde sentezlendiğini düşünüyorum.
Bilgilendirici yorumunuz için teşekkür eder, esenlikler dilerim Mustafa Bey.
Merhaba Burak bey.
Zaman ayırıp kitabı okuduğunuz ve incelemesini yazdığınız için teşekkür ediyorum.
İnceleme ve yorumlamanız benim için kıymetli ve yol gösterici.
Teşekkürler
Merhaba Mete Bey,
Rica ediyorum. Ayrıca bilim kurgu kategorisindeki yerli kitaplarımızın azlığına binaen, Donuk’un piyasada olması da ayrıca sevindirici.