EdebiyatŞiir

Yaşarken 1

Mesela bir piknikte
Hani ayıptır söylemesi
Yakmışız da mangalı
Çoluk çocuk etrafta
Kokmuştur diye
Her geçene
Bir parça veriyoruz.
Önümüzde göl
Ağzımızda bahar tadı
Çünkü biz böyle seviyoruz.
Oturmuşsun ormanın sahibi gibi hani
Ama zorla da almamışsın ormanı
Ağaçlar, kuşlar gönüllü olmuş
Hediye edilmiş yani.
İşte öyle bir zarafetle
Piknik örtüsünün ucunda
Bende hemen başucunda.
Ve gölgemiz vuruyor
Karıncasından
Papatyasına.
Daha bir hızla çalışıyor karınca,
Kendi ağırlığının
Bilmem kaç katından da fazla.
Daha bir güzel açıyor papatya
Ve bu sefer her yaprağı
Seviyor, seviyor.

Mesela bir doğumda
Sancıda bizim, çocukta
Ben henüz gevelerken;
“Aman bir şey olmasın.”
Sen çoktan
Kadınlığı bitirdin
Artık bir dünyasın.
Hızlıca bezler, birşeyler
Anlamıyorum da şimdi
Bilsem sancının
Yarısını alacağım.
Sanırım bir ömür sana
Evladımıza ilk
Bakışın gibi bakacağım.

Mesela bir yürüyüşte
Görünüşte basit ama
Saçların dağ gibi,
Kekik gibi kokuyor
Adım attıkça sen.
Ölüm marşına inat eteklerin
Yaşam marşı okuyor.
Vazgeçiyorsun neyden sonra
Ve hayran gözler
Vazgeçişine bakıyor.
Yürüyor musun?
Heyecandan sekiyor musun?
Belli değil!
Sık sık vazgeçiyorsun hemde
O çanta mı? yoksa bu çanta mı?
O sokak mı? yoksa bu sokak mı?
Biliyorum ki çok mutlu olunca sen
Vazgeçişlerinden, haylazlık akıyor.
İşte bu kadar benim için
Tüm yaşamın ciddiyeti.

Mesela bana bir gelişinde,
Ne zaman ki öğrenince geleceğini
Beş gün önceyse, beş gün önce
On gün önceyse de on gün önce,
Uykularım kaçıyor.
Deli dersin ama
Gönlüm bayramlıklarını giyen,
Sabırsız bir arife çiçeği gibi
Etrafa gülücükler saçıyor.
Yerimde duramıyorum.
Nasıl etsem de o az gelse,
Ben çok gitsem,
Her seferinde de seni az yormanın
Bir yolunu bulurum.
Hele son gün
Sevgimi bayram sabahına
Hazır olsun diye
Başucuma koyup uyurum.

Mesela balık tutarken
Şezlonga uzanmışız şöyle
Elimizde biramız,
Islaklığı avucumuzda,
Deniz önümüzde.
Güneş sanki sana daha az
Vurması gerektiğini biliyor.
Öyle rahatsın
Öyle oralısın ve varsın.
Sanki o şezlong da doğmuşsun mübarek.
Benim içimse kıpır kıpır,
Balıklar hissediyor heyecanı.
Emin ellerde olsun diye
Senin oltana atlıyor,
Sen rahatça otururken
Benim sıcaktan beynim çatlıyor.
Sonra koyunca balık dolu kovanı
Benim boş kovanın içine,
Hani akşam üzeri de olmuşsa
Hadi ufaktan artık.
Evimize doğru yol alalım.
Eski bir hikaye bu;
Ne balık verelim
Ne de tutmayı öğretelim
Biz seninle
Balık olalım.

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu