Dertler derya olmuş biz artık sandal bile değiliz. Bir parça tahta bilemedin ağaç kavuğu. E tamam deryanın ortasındayız da bize soran oldu mu yüzmeyi seviyor musun diye! Onu bunu bırakın aramızda yüzme bilmeyenler olabilir arkadaşlar aman dikkat. Can yeleklerimiz koltuğumuzun altında değil çünkü daha bu hayatta sağlam bir koltuğa bile oturamadık. Deniz mi sallıyor bu oturduğumuz sandalyeden bozma şey mi bilemem ama epey sancılı geçecek belli. Sıkı tutunun!
Belki de geçmez. Belki de geçmemeli böyle sürekli diken üstünde aman düştük aman düşeceğiz diye geçmeli. Normali budur. Normal ne ki? Kimin normali neyin normali? Normal kim yahu, kim!
Sıradan olmanın lüzumu yok diye kıvranıp yeni yollar ararken sıra dışı olmayı mı normal yaptık? Biz ne yaptık, kime yaptık? Yetkili kim…yeni kampanyalarınız hakkında bilgi almak isterim. On bir ay sıra dışı olana bir ay sıradanlık bedava. Güzel kampanya, anlayana…
Dertler eğer derya ise bir faydası katkısı olmalı, değil mi? Ben mi yanlış biliyorum. İçinde balık yaşatıyorsun sen, canlılar var türlü türlü. E dertler sen ne besliyorsun içinde sorarım sana?
Nefret, hasetlik, aşk, riyakarlık, para, dostluk hangisi? Yoksa hepsi mi!
Hasetliğin de tam mevsimi böyle yanına bir roka salatası üstüne bir de limon. Allah, yeme de yanında yat.
Şaka bir yana ite kaka varıyor insan o limana. Şayet kimin limanı bilemem ben. Herkesin limanına kimse karışamaz demek isterdim ama Ulaşım bakanlığı karışır. Aman izin alın bak düşüverirsiniz nezarete anlat dur sonra. Bakarsın bir de el memlekete gidersiniz dertte anlatamazsınız. Az önce çıkmışsın dertten, baksa denize görecek derdi de durur bakar senin gözüne gözüne.
Sizi bilmem ama bende farklı nüksetti olaylar. Ben bunlar belki olur size fikir veririm diye anlattım. Yoksa bende olay bambaşka.
Ortasında kaldığım deryada o tahta parçasının üstünde yandım durdum. Bir el etsem denize soğuyacak belki içim ama uzanmadı, içim üşüdü galiba. Az ısındık, fena mı oldu?
Kendimi o kadar yaktım o kadar yaktım ki evet sonucunda bildiğiniz gibi küllerim kaldı hadi bir gayret toparla kendini deyip küllerimden yeniden doğmaya çalıştım ama küllerin o karaltısı yapıştı üstüme.
Evet alevler içinde yanmıyordum ama zamanında kor olduğumu tüm kör gözlere anlatıyordum resmen. Bilsinler zaten çok önemli değil. Fakat aynaya baktığımda o lekelerin nasıl üstüme yapıştığını düşünmekten önümü alamıyordum. Kendim yandım kendim yanıldım ve yine kendimle hesaplaştım. Sizin derdinizi bilmem ama benim en büyük derdim, benim.
Yine bir şeyleri uzakta aradık, aradım. Ama işte burnunun dikine giderken dörtlüleri yakta çek bir sağa.
Hayat mı sana yetişemiyor sen mi hayata? Olur da anlarsan bana anlat. Anlayacak yerlerim bozuldu.