Satranç
Bir yolcu gemisi düşünün. Geminin içinde bir milyoner ve bir satranç şampiyonu var. Milyoner ücreti karşılığında bu satranç şampiyonuna bir parti oynamayı teklif ediyor. Şampiyonda bunu kabul ediyor. Bunlar bir araya geliyor ve etrafta diğer izleyenlerle beraber maç başlıyor. Fakat o izleyenlerden bir tanesi kendisini tutamayıp, sürekli oyuna müdahale etmeye başlıyor. Bu yolcu Doktor B adında Avusturalyalı bir göçmen ve biraz gizemli bir geçmişe sahip. Gizemli geçmişine kitapta bu noktada geri dönüyoruz ve onun Gestapo tarafından bir işkenceye maruz kaldığına şahit oluyoruz. Bu sıradan bir işkence değil. Bir otel odasına kapatılıyor ama odanın özelliği; içinde hiçbir şey olmaması. Hiçbir şey… Onu adeta bir yokluğa, hiçliğe mahkum ediyorlar. Odadan arada bir sorgulamalar için çıkarılıyor. Onun dışında odada kalıyor. Bir gün sorgu odasından çaldığı bir kitapla yalnızlığının bittiğini düşünen Dr. B düş kırıklığı yaşıyor. Çaldığı bu kitap satranç oyununa ait yüz elli şampiyonluk oyununu bir araya getiren bir seçkiden başka bir şey değil… Evet kitabın bu noktasında duralım. Devamını öğrenmek için yapmanız gereken şey küçük ama bir o kadarda büyük olan romanı okumak olacak.