Edebiyat

Dertnâme

Bile bile ölüm duyurusu bu, kim söyledi celladımın adını.
Gencecik yaşımda ölümün imtihanı.
Kolu kanadı zedelenmiş özgür bir kuş.
Biri batı seferinde biri yürek.
Bu talanın adı bende mi bitti.
Küllerinden doğmak deyimlere has bir özellik.
Kül olana kadar sevmek cesurca bir duruş,
Hemde bir empertaliste savaş açarcasına.
Soluk Soluğa sevdalarda, ilmek ilmek hatıralar.
Bir halı seyarının rutuşunu tamamlarcasına.
Kanunun her tarafında aranan azılı bir katil gibi.
Keşkelere sığdırdığım sensizliğimi, dokunuşlarımın en ücra köşelerinde,
Sevgisizce hayat limanlarında gencecik bir mülteci gibi her nidamın sana açılan kapıları.
Severken sevilmemeyi öğreten hayatın acımasızlığı.
Gözlerim de sana ait bir kaç yaşın mahcubiyeti.
Yabancıymış gibi sahillere vuran dalgaların gel gidine anlatsam bir gün ihtilale uğratır mıyız sevdamız?
Elini uzattığın o aralıkta sürgününe müebbet yesem, değil fizana mezara kadar sevebilir miydim seni?
Bu ilk değil, hem halim ölümden gelen.
Gözlerine baksam ve bir daha baksam, bulur muydum kendimi?
Yoksa kahverengine dalıp 40 yıl daha mı kaybolurdum?
Yalan! kimin kimde 40 yıllık hatrı varsa ilk o gider.
Gel senle bir bakışın bir dakikasında ömür boyu sevda yoluna girelim.
Yorgunum deme bana basımdan gecenleri Leyla duysa aşkında utanır.
Bir sahranın her karışında papatyaya sözü olan bedevi gibi baştan başa aradım.
Ne ben seni bula bildim ne de sen beni sevdin.
Kısır bir döngü içinde yokluğuna mumlar yaktım.
Sevgimizi bir kıvıcıma kurban ettik.
Ve sen yokluğumdan habersiz gittiğin yollarda,
Bense varlığından haberdar yokluğunun imtihanıyla…
Bir selamın olsa padişah fermanı gibi dize getiririm yüreğimi.
Sefer de olurum Fatih’te.

Sonu İstanbul gibiyse bu güzelliğin ölen de ben olurum şahitte …

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu