Bir Gecenin Sabahından
Büyüdüğüm bir haftaydı. “Bir haftada nasıl?” diye sorardım eskiden olsa… Oluyormuş! İnsan bazen bir gecenin sabahında büyüyormuş. Büyüdüm. Tamamlandı kalbimde bir yerler… Eksildi demek istemediğim için tamamlanma kelimesini tercih ediyorum… Tek başına olduğumuzu kavradım. Dışarısı kuru kalabalıktan ibaret. Kendi iç sesimizin önemini anladım, şehrin gürültüsüyle boğuşurken… Kendini fark etme yolculuğum devam ediyor ve sanırım bu hiçbir zaman bitmeyecek.
Uyandım bir sabah, isteklerimi yazdım bir kâğıda “Ne istiyordum ben?” ne çok olmuş bunu düşünmeyeli, kendime kulak vermeyeli… Herkesin içinde bir melodi olduğuna inanırdım eskiden. Benim içimde ise sessiz bir çığlık var sanki. Susuyorum çünkü konuşsam duyacaklarıma hazır değilim. O yüzden yazıyorum ben de… Yazdıkça iyileşiyorum kelimeler satırlara döküldükçe içimde bir şeyler feraha kavuşuyor. “Unutma!” diyorum gelecekten şimdiki Burcu’ya unutma her gecenin bir sabahı var. Güneş doğacak yeniden tatlı bir yel esecek ve yüzünde hissedeceksin temiz havayı… Kaygısız, mutlu ve umutlu… “Sen olmanın tadını çıkar.” diyorum. “Kimdir bu Burcu? Nelerden hoşlanır? Neleri sevmez?” düşün hepsini ve ona göre yaşa. Farkındalığını kaybetme hayat çok kısa.
Bazen kendimi tanıyamıyorum. Yabancılaşıyorum kendime git gide… Bakıyorum aynaya donuk bakışlarım amaçsız ve ruhsuz adeta. Böyle hisseden bir ben miyim peki bu yeryüzünde. Kendi arayışı bitmeyen varoluşunu sorgulayan, nedenselliklere takılan başka insanlarda var mı? İnsan merak ediyor.
İşin özünde okumak, öğrenmek, yazmak isteyen kendini geliştirmeye açık biriyim. Sadece bu aralar biraz dalgalıyım. Düşüncelerim sisli ama inanıyorum berraklaşacak zamanla. Güneş doğacak ve ben kendinden emin bir şekilde içimdeki melodime kulak vereceğim ve o hiçbir zaman susmayacak.