EdebiyatŞiir

Bir Bavul Dolusu Kırıklık

Kimsesiz vedalar bıraktım ardımda.

Gidiyorum.

Bu kaçıncı gidişim bu şehirden?

Elimde bir bavul dolusu kırıklık,

Bir bavul dolusu hüzün.

Kalbimin bütün kırıntılarını da alıp

Uzaklaşıyorum bu şehirden.

Öteden bakıyorum kalbimi tuz buz eden bu şehre.

Tek hissettiğim buruk bir acı,

Nefes almamı engelleyen bir yumak,

Giderek bütün gülüşlerimi benden çalan bir yas.

Arkadan ağlamaklı bir kadının sesi geliyor kulaklarıma.

Kim bilir hangi kırıklıklarını bıraktı ardında?

Hangi umutlarla yeni bir yola çıktı?

Belki benim gibi kırgınlıklarını bırakamadı ardında,

Sadece kendini avutuyor.

Acısını dindirsin diye de gözyaşları ruhundan boşalıyor.

Herkesin kalbindeki bütün hüzünleri alıp

Döksek otobüsün içine,

Onları uğurlasak istedikleri yere,

Tek bedenimiz kalsa,

Ruhumuzdaki yaralardan kurtulsak.

Bu mümkün mü?

Hiç sanmıyorum.

Bıraktığımı zannettiğim ne kadar yaralarım varsa

Benimle gittiğim yere geliyor.

Ne olursa olsun bırakmıyorlar peşimi.

Kalbimin içinde varlığını sürdürmeye,

Bana acı vermeye devam ediyorlar.

Gerçi bundan kurtulmak istiyormuşum gibi

 Dursam da memnunum varlıklarından.

Ne onlarla yapabiliyor ruhum,

Ne de onlarsız.

Yaşıyorum binbir parçaya ayrılmış kırıklıklarımla.

Gamze Şepik

Gamze Şepik

" Ruhumu gömdüğüm yer hala belli. Güneşi özledim, sonra seni Keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım."

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu