EdebiyatİncelemelerKitapTarih

Türk Kimliği ve Kültür Mirası: Yavuz Bülent Bâkiler’in ‘Üsküp’ten Kosova’ya’ Eserinde Millî Bilinç

Yavuz Bülent Bâkiler’i ilk olarak bir gönül şiiri olan “Şaşırdım Kaldım İşte” şiiri ile tanıdım. Üslubunu, şahsiyetini, Türk dili davasına verdiği yüce gönlünü sevdiğim yazarımızın; Türkiye dışındaki Orta Asya’da yer alan diğer Türk yurtlarını, oradaki kültürümüzü ve kardeşlerimizi can evimize işleyen “Türkistan Türkistan” kitabını ve bir dönem Türkçe üzerine yaptığı televizyon programının metinlerini aynı isimle kitaplaştırdığı “Sözün Doğrusu-1” ve “Sözün Doğrusu-2” kitaplarını okudum. Bu kitaplarının ardından millî kültürümüzle yoğrulmuş, renkli ve zengin duygularla örülmüş üslupla, kaybettiğimiz Rumeli’de silinmemiş Türk izlerini hafızalarımıza kazıdığı “Üsküp’ten Kosova’ya” isimli eserini de geçtiğimiz günlerde okudum.

Bir yanım İstanbul, bir yanım Bursa
Çeşmeler, kubbeler, kervansaraylar
İnsan, bir de vatanın sevdalısı olursa
Ağlar Üsküp’te çaresiz, sabaha kadar.     (Üsküp Şiiri, Yavuz Bülent Bâkiler)

“Üsküp’ten Kosova’ya”, Yavuz Bülent Bâkiler’in Türkiye’yi temsilen 1976 yılında Yugoslavya’nın Struga şehrinde yapılan şiir festivaline katılıp 10 gün süren seyahatinin sonunda yazılmış, gezi yazısı türünde bir kitaptır. Ancak kitapta anlatılanlar ise tek bir türe sığdırılamayacak derinlikte ve başta Türk milletine, sonra da tüm insanlığa âdeta bir ders niteliğindedir.

Anadolu’nun bağrından yüzyıllar önce Balkan topraklarına iskân ettirilen Türk kardeşlerimizin Türkiye hasretiyle yanıp tutuşmasını, Anadolu’daki Türklerden ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden ilgi görememelerini, yaşadıkları coğrafyada Türk oldukları için dışlanıp ötekileştirilerek birçok zulüm görenin serzenişlerini, sitemlerini konu alan bu kitap, tarihî ve millî hassasiyeti yüksek olan okurlarının bu hassasiyetlerine dokunarak okurlarda birçok şeyin farkındalığını oluşturmaktadır.

Kitabı okuduktan sonra Üsküp’ten, Kosova’dan, Sultan Murat Hüdavendigar’ın kabrinden, tarihi surların dibinden, Taşköprü’nün üstünden insanın içine içine işleyen bir hasret ve hüzün dalgası sarıveriyor insanı. Ve o topraklar Yavuz Bülent Bâkiler’in “Anadolu Mezarlıkları” şiirinde dile getirdiği gibi, âdeta isimsiz kalmış mezarlara benziyor:

Ah isimsiz mezarlar, taşsız mezarlar
Taşları yazısız mezarlar.
Eğilsem üstünüze bir söğüt dalı gibi
Ağlasam duyarsınız beni sabaha kadar.

Tarihî ve millî hassasiyeti olan her insanımızın sindire sindire okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yazımı sonlandırırken Üsküp’ten Kosova’ya kitabından dikkatimi çeken bazı kısımları sizlerle paylaşmak istiyorum:

Şimdi kendi kendime hayıflanıyorum: Allah’ım diyorum, biz hafızasını yitiren, tarih şuurunu kaybeden nesiller yetiştiriyoruz. Bu esaretten daha kötü, ölümden daha beter!

Bazı çevrelerin ‘Türkiye dışındaki Türkler, Türklüklerini unutmuşlardır.’ şeklindeki yanlış kanaatlerine, Üsküp Türk’ü, mezar taşlarının o çok güzel ve anlamlı örgüsüyle, o bitmez tükenmez Ay-Yıldız bereketiyle ve sessiz bir çığlık halinde cevap veriyordu: Bizi inkâr edemezsiniz! Bizi inkâr edemezsiniz!

Türk demek, Türkçe demektir. Türkler, Türkçeyi unuttuktan sonra, buralarda kalsalar ne olacak, kalmasalar ne olacak?

Bir yakamız cehaletin elinde, bir yakamız yabancı ideolojilerin.. Sürüklendiğimiz uçurumun dibinde, milli kültür buhranımızın ağzı bizim için açılmış.

Bir neslin bütün idrakini, bütün inceliğini, bütün ar duygusunu çekip koparan Batı zihniyeti! Ve ah o ruhsuz zihniyetin, mübarek Anadolu topraklarına bile yavaş yavaş uzamaya başlayan çirkin gölgesi!

DUA – NİYAZ
Edebiyle, efendiliğiyle, kişiliğiyle, sesiyle, sözüyle, konuşmalarıyla, tecrübesiyle geleceğe dair ümitlerimizi yeşerten, şiirleriyle ruhumuza dokunan, eşsiz Türkçesiyle meftun eden, yolumuzu aydınlatan şair ve yazar Yavuz Bülent Bâkiler Hocamıza Allah sağlıklı, mutlu, huzurlu nice ömürler nasip eylesin.
Türk edebiyatının, edebiyatçılarının, edebiyatseverlerin başından eksik etmesin.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu