EdebiyatŞiir

Varlığın Yokluğu

Yine ruhum şişmanladı,
Yine intiharlar kustum.
Kendi acımla sadece kendime savaş açtım.
Gözümü kapattım, yine aynı uçurumdan atladım.
Bir tek kendi canımı acıttım.

Kalbimi taşladı ebabil kuşları.
Üstüme bir tane de sen attın.
Hiç acımadın!
Ama bil çok acıttın.
Acıyla doldum taştım.
Yine anlamadın,
Anlamazdın.

Hiç doğmayacak bir şiir koydun rahmime.
Ne tuhaf ki 8 yıldır taşıyorum,
Kelimelerin ağırlığını aşamıyorum.
Terk ettiğin enkazdan sağ çıkamıyorum,
Acıya kimse dönüp bakmazmış.
Sen de bakmıyorsun.

Tanrıma yalvardım.
Duyan olmadı,
Elini uzatan olmadı,
Evren düzenini bozmadı.

Söyle bana!
Nerede saklamalıyım içimi kemiren hisleri?
Nereye atmalıyım sana dair her şeyi?
Var mı ruhumda gömecek yer?
Yok, bunu bil!
Tükendi hepsi, saklandı karanlığa.
Bir ben sığamadım tüm insanlığa.

Ölü bir kız çocuğu,
Kaç kez sayıkladı adını?
Kaç şiir yazdı görmeyeceğin duvarlara?
Bugün o kız çocuğu ihanet etti dünyaya,
Ruhunu terk etti.

Beklerken oldu ne olduysa,
O evin kapısında gözlerim dolu dolu.
Her seferinde o kapıyı kapattın yüzüme.
Zamana yetişmeye çalışırken kendimi kaçırdım,
Aklımı kaçırdım.
Bilemedin.
Bilemezsin ki, sen beni hiç görmedin.

Bir kere benim aynamdan bak kendine.
Kapatma gözlerini gerçeklere.
Ben küçük kızın,
Ben acı dolu sevgin.

Bugün içim Afrika.
Sula beni yalnızlığımla.
Var mı içimin kuraklığına biraz gözyaşı?
Yok!

Sana ulaşamam,
Bıraktığın enkazdayım hâlâ.
Angelica burada.
Elini uzatıyor sana,
Yine, sırtını dönme.
Bir kez daha ihanet etme.

Son kez aynanı bana çevir,
Kocaman bir enkazın içinde elini uzatmış küçücük kıza.
Son defaymış gibi inan.

Yine aynı şeyi yap!
Önce öldür beni, sonra terk et.

 

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu