Neden anlamak istemiyorsun sevgili dünya,
Ölü çiçekler sulanmamalı!
Umut toplamış bavullarını görmüyor musun?
Elimde sadece bir fırça, biraz da boyam var siyah
Bunlarla çizsem çizsem bir ayakkabı çizerim.
O ayakkabıyla yürürüm belki aramızdaki mesafeyi.
Bir fil de çizerim, bir çocuğun hayallerinden hallice.
Yorulursam filin sırtında ulaşırım sokağına.
Hoş, yıllarca yol alsam da varamam.
Öyle ya senin çiçeklerden bile haberin yok.
Bense senin gibi bir avareye çiçek almak isterken, yol alamama kabusunu yaşıyorum.
Perdeleri kapalı eve gün ışığı,
Çoktan boğulmuş çocuğa can simidi,
Geceye gölge,
Ölü bir çiçeğe su.
Sahi, neden anlamak istemiyorsun sevgili dünya?
Ölü çiçekler sulanmamalı,
Tıpkı ölü dünyalara yol alınamadığı gibi.
ölü bir gezegende yaşayan leş yiyen metobolizmalar gibi hissediyorsak suç bizde midir, böyle hissettirende mi?