İlerliyor,
Yol boyu mavi göklerin ufuğunda
Dolaşıyor,
Derin bir mahzuniyet edasıyla
Kavisli sokaklarda.
Atmak istiyor kendini farkında olmaksızın
Gecenin karanlığıyla bütünleşen
Koyu bulanık sulara.
Düşünmek istiyor
Dalgalarla boğuşan
Kıyının engin duruşunda.
Özümsemek istiyor düşüncelerini
Maneviyatını perçinleyen
Benliğini hırçınlaştıran,
Işıklı sokak lambalarının altında.
Ama olmuyor
Yetmiyor ışık!
Başı iki elinin arasında
Hiç doğmayacak olan ufka bakıyor.
Yetim kalmış bir çehreyle
Toparlayamıyor kendini
Hiç bir şey olmamış gibi
Anımsamak istemiyor,
Benliğiyle kucaklaşan zihin dalgalarını.
Yoruldum artık Sevdam!
İlerliyorum rüzgarınızın beni sürüklediği yere
Tasvir ediyorum zihnimde yürüdüğümü
Sonu görünmez bir tünele,
Kapalı bir mahzene.
Güneş doğmuyor Sevdam!
Yeniden şahlanmıyor
Maneviyat, kültür, insanlık
Küllerinden doğmuyor
Özlem, hasret, kutsallık.
Sürükleyerek çiviliyor beni olduğum yere
İçine düştüğüm bu bencillik
Karıştırıyor zihnimi
Çaresizliğimden faydalanan düşüncesizlik.
Sevdam!
Yaşasın hayatı özünüz ileri tecrübelerden
Bu yolda kuvvet bulun manevi dünyalardan
Uzak durun
Düşünce duvarınıza set çekecek
Buhranlı hissiyatlardan.
Sözüm tesir eder umarım manevi çehrelere
Hissedilir ıssız ummanlarda kum fırtınalarıyla
Yaşlanır düşüncelerim akan suyun berraklığında
Sizden tek isteğim var,
Hiç yılmadan, yorulmadan ilerleyin doğru yolda.
Emeğine sağlık.
Bu şiir için puanım. 8.29
Tesekkur ederim.