EdebiyatŞiir

Doğru Yol

İlerliyor,

Yol boyu mavi göklerin ufuğunda

Dolaşıyor,

Derin bir mahzuniyet edasıyla

Kavisli sokaklarda.

Atmak istiyor kendini farkında olmaksızın

Gecenin karanlığıyla bütünleşen

Koyu bulanık sulara.

Düşünmek istiyor

Dalgalarla boğuşan

Kıyının engin duruşunda.

Özümsemek istiyor düşüncelerini

Maneviyatını perçinleyen

Benliğini hırçınlaştıran,

Işıklı sokak lambalarının altında.

Ama olmuyor

Yetmiyor ışık!

Başı iki elinin arasında

Hiç doğmayacak olan ufka bakıyor.

Yetim kalmış bir çehreyle

Toparlayamıyor kendini

Hiç bir şey olmamış gibi

Anımsamak istemiyor,

Benliğiyle kucaklaşan zihin dalgalarını.

Yoruldum artık Sevdam!

İlerliyorum rüzgarınızın beni sürüklediği yere

Tasvir ediyorum zihnimde yürüdüğümü

Sonu görünmez bir tünele,

Kapalı bir mahzene.

Güneş doğmuyor Sevdam!

Yeniden şahlanmıyor

Maneviyat, kültür, insanlık

Küllerinden doğmuyor

Özlem, hasret, kutsallık.

Sürükleyerek çiviliyor beni olduğum yere

İçine düştüğüm bu bencillik

Karıştırıyor zihnimi

Çaresizliğimden faydalanan düşüncesizlik.

Sevdam!

Yaşasın hayatı özünüz ileri tecrübelerden

Bu yolda kuvvet bulun manevi dünyalardan

Uzak durun

Düşünce duvarınıza set çekecek

Buhranlı hissiyatlardan.

Sözüm tesir eder umarım manevi çehrelere

Hissedilir ıssız ummanlarda kum fırtınalarıyla

Yaşlanır düşüncelerim akan suyun berraklığında

Sizden tek isteğim var,

Hiç yılmadan, yorulmadan ilerleyin doğru yolda.

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu