EdebiyatŞiir

Işıklar İçinde

Geceleri yıldızları izle diye bulutlara üfledim,

Nefesim yetmedi ama.

Çabama hayran kalıp çekildiler.

Sabahları göçmen kuşlar sizin evin oradan uçsun.

Sesleriyle uyan diye,

Damınıza bir çuval yem bıraktım.

Onları süpürme.

 

Kışın hava erken kararır.

Karanlıkta kalmayasın diye

Sokak lambalarına

Yeni ampuller taktım.

 

Yağmurda ıslanmayı sevmediğini de biliyorum

Göğe muşamba serecektim.

Para da biriktirmiştim,

Belediyeyi ikna edemedim.

 

En nefret ettiğin şeyin

Kaldırım taşlarının

Paçanı ıslatması olduğunu bilmiyorum sanma.

Bastığın tüm kaldırım taşlarıyla arkadaş oldum.

Artık annen, parçaların için sana kızmayacak.

 

Papatyaların duruşunu,

Menekşelerin rengini,

Güllerin de kokusunu seviyorsun.

Bu sene herkes bahçesini onlarla donatacak.

 

Bu hayatta en çok

Kartopu oynamak istediğini de biliyorum.

Sana yaklaşamıyorum,

Gökyüzünü de ikna edemedim.

 

Özür dilerim…

 

Bazı akşamlar elektrik kesiliyor,

Korkmayasın diye mumlar yaktım

Evinizin dört bir yanına.

 

Akşamları eve dönerken

Bu ışık nereden geliyor diye

Hep etrafa bakındın durdun.

 

Elimde fener,

O damdan, o dama sekiyordum.

Bacağımı kırdım.

 

Hep sıkıldığını söylerdin,

Sana çokça kitap aldım.

Sen, birisine takılı kaldın.

-Milena’ya Mektuplar-

 

Sabahları karanlıkta okula gitme diye

Yürüdüğün yollara yıldız tozu serptim.

 

Yani, öyle oldu işte

Ben hep seni mutlu görmek istedim.

Hep, seni aydınlatmak istedim.

 

Fakat

Bugünler de anlıyorum da

Sen, göz kapağını bile kaldırmamışsın.

Sen beni görmek istememişsin.

 

Ben, beni gör diye yaktığım mumların

Ateşinde yandım.

Aslında sen, ışıklar içinde karanlığı seviyormuşsun.

Bilmiyordum, bu karanlıkta yalnız kaldım.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu