Edebiyat

Yirmi, İkinci

Cezalıyım, bir hayalden ölmeye,
Bir gerçek anlama sığınıyorum.
Bir tek sen korkmuyorsun,
Aklı başında bir aşk değil bu
Ve ellerimde kan,
Gözlerimde hafıza yarışları düzenleyen
Eski bir hatırayı anımsama çabası.
Benim hiç, hiç ablam olmadı.

Kötü ve kör kararlar üzerine seviyorum,
Seni ve beni öldürecek olana doğru
Umarsızca dua edip
Ahlaksızca bir aşkı düşlüyorum.
Sen bu şiire öfke ile bak.
Şairi kötü ve kör bir adam.

Ellerime kimya döken bir tanrı
Senin ellerine ulaştırmıyor.
Tütün yakmak azap veriyor
Tekin değil sokaklar ve ben
Kavgayı ruhuma değil
Sana taşıyorum.
Bana doğru taşıyor deniz,
Tuz ancak yakıyor beni ve
Ve ben uykuma seni hatırlatmak için
Uyanıyorum.
Bunların bütün suçunu bana atabilirsin.

Artık gözlerim zor,
Salyangoz bir ayağa sahibim,
Istakoz bizi arıyor ve ben
Sana dair aşk sözcüklerini
Yıldızlara döküyorum.

Hangi geceme bir korkuyu hapsetti ellerin,
Bir dert kuyusuna yunus düştü
Ben çekip çıkardım ve peygamber
Bana küstü.

Beni affetmelisin.
Sen de tanrıya benim kadar aşık olmalısın.
En büyük günahı işlemeliyiz.
Sevmeliyiz bizi,
Yasak,
Yalan,
Şehvet,
Arzu.
Sevişmeliyiz bir karanlıkta,
Ateş korkmalı bizden
Ve içine çekmeli ruhumuzu.
Şarap içmeliyiz,
Kusmalıyız ve tekrar sevişmeliyiz.
Gün hiç doğmamalı,
Gece hiç bitmemeli.

Ve geçmiş zaman sevgilim.
Seni ve beni tanımalı.
Ve gelecek,
Seni ve beni anlamalı.

Ahmet

Ruhun karanlığından, savaşın başında ve kimyasal silahların ortasında doğan insan.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu