“Boş Vakit” Nedir Ki?..
Sevgili günlük,
Yaz tatili bitmiş, yeni bir dönemin ilk günü gelip çatmıştı. Zil çalmış, öğretmen elinde yoklama defteriyle sınıfa girmişti. Bazı öğrenciler heyecanlı bazıları ise isteksiz bir şekilde sıralarında otururken birdenbire şu soru kulaklarımızı çınlatıvermişti:
“Boş vakitlerinizde neler yaptınız?”
Sınıfta ani bir sessizlik ortalığı kaplamıştı. En önde oturan Yeliz dayanamamış, parmağını ısrarla kaldırıp konuşmak için gönüllü olmuştu. Sonrasında birkaç kişi konuşsa da sınıfın çoğunluğu gönülsüzdü. Ama yine de konuşma sırası herkese teker teker geliyordu.
Herkes hep benzer şeyleri söyledi. Film izlemek, müzik dinlemek, kitap okumak, seyahate çıkmak, bisiklete binmek, futbol oynamak, uyumak… Genelde kitap okuyanlar diğerlerinden daha iyi bir etkinlik yapmış gibi “aferin” almışlardı.
Ben de benzer cevaplar verdim. Başka ne yapabilirdim ki? Ama aklıma şu sorular çok takılmıştı: “Boş vakit nedir? Yaşadığımız her an değerli değil midir? Bazı vakitlerimiz değersiz midir?” Evet, bazen kendimi çok kötü hissediyorum ama o anlar da değersiz değildir ki! Uyumak, yemek yemek, sohbet etmek, bir köşede sessizce ağlamak, en az beş dakika hiçbir şey yapmadan oturmak bile çok kıymetlidir benim için. Gökyüzüne bakmak, pencere kenarından yağmuru seyretmek, bir çiçeği sulamak, bir kedinin tüylerini okşamak, birine sevgini hissettirmek… Umutlar, hissedilenler, hayaller ve hayal kırıklıklarının hepsi değerlidir. Ne yaparsak yapalım, ne yaşarsak yaşayalım hayatta olduğumuz her an çok değerlidir.
“Boş vakit” diye bir kavram varsa o anlarda neler yapmamızı istiyorlar peki? Dolu zamanlar nelerdir ve neden değerlidir? Ayrıca değerli vakitlerimizi bile herkese anlatamıyorken boş vakitlerimizi nasıl paylaşalım ki? Paylaşmam gerekiyorsa güvenebileceğim birisi olmalı. Herkes güvenilir değildir ki!..
Zaman, bir dondurma gibi eriyip giderken yaşadıklarımızın farkına varamıyoruz hemen. Ama değerli vaktimizi kime, neye vereceğimize kendimiz karar verebiliriz. Öyle değil mi?