Komplike İşler: Aşk

  Evettttt bugün sizlere bu kadar devasa hayatın içinde yer alan iş, meslek, arkadaşlar, sosyal ilişkiler dışında komplike olaylar dizisinde yer alan diğer bir durum olan; AŞK’tan bahsedeceğim..

      Yüzyıllar boyu tanımlanabilir  kavram olmayan bu kelime için; Psikolojik açıdan, biyolojik açıdan, mesnevi açısından hep tanımlamalar getirilmeye çalışıldı oysa.. Yine bu kelime üzerine hikayeler, senaryolar, şiirler yazıldı, filmler çekildi.. Hemen aklıma Ömer Kavur Buluşma, İrfan Tözüm Monte Kristo gelir. Ancak hiç kimse bu kısacık kelimenin biyolojik ve kimyasal yapısı ile ilgili çelişkileri gideremedi ki gerçek aşkın tanımında sınırlar da net değildi zaten..

      Yüzyıllardır tanımlanamayan bir şeyin izini bulmak kolay değildi elbette. Herkesin kendine göre anlam yüklediği, tanımlamaya, anlatmaya çalıştığı bu kelimenin bana çağrıştırdıklarını yazmaya çalışacağım..

Aşk

     Bende ki tanımına geçmeden önce; Aşk kelimesinin çağrıştırdıklarına bakalım. Heyecan, sarılmak, gülmek, huzur, güven kelimeleri geliyor akla.. Benimse içimdeki kuşlar, balonlar, notalar, yasemin ve tarçın kokuları..

    Bende ki tanımına gelecek olursak; Bu dünyanın dışına atılmış adım.. öyle ki; bu küçücük kelime içerisine her şeyi alabiliyordu. Ruhsal yanımı tedavi edebiliyor, kendimi daha özgür hissettirebiliyordu.. Nasıl oluyordu bilmiyorum sesini duyduğumda, yüzünü gördüğümde her şeyi unutarak başka bir ülke, dünya keşfediyorum hissinde oluyordum. İçine doğru attığı gülümsemelere, yapamadığı yemeklere, gidemediği yollara, yolculuklara, üzerine yakıştıramadığı gömleklere yani sadece güzelliklere değil de eksikliklerine de aşıktım. Kimsenin kimseye hayrı olmadığı yerde ilk aklıma gelen, en güzel başkaldırı, herkesi ve her şeyi unutturan..

     ”Bütün evliyaların gizlediği, bütün abdalların izlediği, bütün dervişlerin içinden geldiği gibi AŞK..”

     ”Hiç kimsenin hiç kimseyi bu kadar güzel beklememesi..”

                 Aşk kelimesi size neyi çağrıştırıyor?