Yanılıyorsunuz ahali! İnsan paylaşmak için yazmaz, yazamaz. İnsan büyümeden hiç yazamaz.
Çünkü yazmak, kelimeleri süslemektir. İçinden geleni değil, aklına gelenleri bir düzene sokmak; olduğu gibi aktarmak değil anlaşılmamak için aktarmaktır. Okuyan binlerce şey çıkarmalı içinden, yazar yüreğinden. Bir cümlede kalmalı mesela tek kelimesini bile sindirmeden geçmemeli. Yazmak, bi’ nevi “his” temelleri üzerine kurulan, tanımlaması ne uzun bir eylemdir. “His” diye bahsettiğim yalnızca duygu değil, yazmadan önce gelen, sizlerin “ilham” diye tanımladığı şeylerdir benim literatürümde “his”. Ve o geldiği an başlar her şey, gerisi çorap söküğü gibi…
Şimdi sizi bir soru ile baş başa bırakıyorum: Yazar niçin yaz-ar?