Bir zamanlar çok sevdiğim bir edebiyat öğretmenim anlatmıştı. O da Ülkü Tamer’den dinlemiş.
Cemal Süreya’nın Papirüs Dergisini çıkartmasının II. döneminde geçiyor olay. İlk Dönem yaprak biçiminde çıkartmış dergiyi ama bir süre sonra yayına ara vermek durumunda kalmış. O dönemlerde de İstanbul’da daha kalın ve daha doyurucu bir dergi hazırlığındayken Ülkü Tamer ve Tomris ile birlikte kolları sıvıyorlar. Cağaloğlu’nda Eser Han’da küçük bir oda tutuyorlar bu odayı da evlerinden getirdikleri bir-iki eşyayla döşedikten sonra yazılar hazırlanıyor dizgiye gitmesi gerekiyor. Küçük bir hesap yapıyorlar ve toplam basım gideri 1500 lira çıkıyor. Ama bunu karşılayabilecek durumda değiller. Ne yapalım edelim diye düşünürlerken akıllarına O dönem Kapalıçarşı’da turistik eşya ve halı ticareti yapan, antika eşyalara da çok değer veren Edip Cansever geliyor. Eski bir halı getiriyorlar odaya seriyorlar. Edip bunu kesin antika sanıp almak isteyecek diye düşünüyorlar. Edip Cansever geldiğinde yerdeki halıya ilişiyor gözü “Bu iyi bir şeye benziyor siz bunun üzerine basıyor musunuz?’’ diyor ve halıyı topladığı gibi alıp götürüyor. Ardından çırağını yolluyor 2000 lira göndermiş halı için. Bunun üzerine Cemal Süreya “Halıya teşekkür ilanı koyalım dergiye’’ diyor.
28 Mayıs 1986’da aramızdan ayrılan Antikacı Şair Edip Cansever’i ölümünün 34 yılında sevgi ve saygıyla anıyoruz.
