İki Filmin Masalla İlişkisi
Gölge Oyunu masallardaki gibi iki zıt karakterin arkadaş olduğundan bahsederek başlar. Film boyunca biz iki karakterin birbirine zıt olan düşüncelerinin en sonda nasıl ortak bir gerçekliğe ulaştıklarını görürüz. Masal olduğunu düşündüren bir diğer kavram ise filmde bir anlatıcıya yer verilmesidir. Bu anlatıcı aralara girerek bize filmin nasıl ilerleyeceğine dair bilgiler verir. Bu durum bir masa başında masal dinleyen insanların arasında olduğu hissini uyandırır. Biz gerçek miyiz? Gerçek olan ne? Gerçeğe nasıl ulaşırız? Yoksa bir yansıma mıyız? Filmin aradığı sorulardır. “Duvara yansıtılan gölge oyunları gibiyiz” düşüncesi film boyunca zihinde dolanıyor ve bu bizi Platon’un “Mağara” kavramına götürüyor. Peki, gerçek neydi? Kumru öldükten sonra her şeyin yok olması aslında filmin sorularına olan yanıttı. Gerçek yoktu. Gerçek sandığımız her şey aslında birer gölgeydi. Bir diğer konuysa Mahmut’un anne özlemini Kumru karakterinde gideriyor olmasıdır. Kumru’nun sakin ve şefkatli tavrı Mahmut’a annesini hatırlatır ve Kumru’ya duygular beslemeye başlar. Anne eksikliğini Kumru üzerinden gidermeye çalışır. Kumru yok olduğunda aşırı tepki veriyor olmasının nedeni de budur.
Cindrella masalı ve Küllü Fatma masalı masalların nasıl değişebildiğini gösterir. Cindrella masalı öğütle başlar. Küllü Fatma masalı baştan sona “Anne sözünü neden dinlemeliyiz?” düşüncesiyle oluşturulduğu bellidir. Cindrella masalının bilinen masallardan çok daha farklı olmasının nedeni masalın ilerleyişiyle alakalıdır. Prens ile tanışmaları, eve dönüş yolunda Cindrella’nın eski haline geri dönmemiş olması ve kendi istediği için gitmesi bizim her zaman okuduğumuz masallardan çok daha farklıdır. Küllü Fatma masalındaysa ilerleyiş çok daha farklıdır. Kız kardeşleri anneleriyle girdiği iddia sonucunda annelerinin etini yemek isterler ve Küllü Fatma’nın annesi kızına tembih eder. Bu tembih tutulduğu için Küllü Fatma ödüllendirilir ve kız kardeşleri cezalandırılır. Küllü Fatma masalı da anlatıldığı yöreye bağlı olarak din, toplum ve insan değişimini de gösterir. Bu da masalların hem anlatıldığı yörenin masalı nasıl değiştirebildiğini aynı zamanda anlatının farklı olması değişimi gösterir. Cindrella masalında dil özelliklerini göremiyoruz ama Küllü Fatma masalında toplumun dil özelliklerini çok rahat görüyoruz. İki masalda da güvercin motifi öne çıkıyor. Küllü Fatma güvercin oluyor ve Cindrella masalında da güvercinler Cindrella karakterine yardım ediyor. Aynı zamanda Küllü Fatma masalında din öğelerini de görürüz. İki rekât namaz kılma kısmı bize dinin masalın içine nasıl konulduğunu gösterir. Küllü Fatma masalı bize anneyi anlatır. Anneyi dinlemediğimiz zaman ne olacağını nasıl bir ceza alabileceğimizin göstergesidir. İki masalda da değişmeyen özellikler ayakkabı, güvercin ve ceza-ödül kavramlarıdır. Her iki masalda da başkahraman ödüllendirilir ve onların kıskanç kız kardeşleri cezalandırılır. Kırk ve üç gibi sayı motifleri de masallar için önemli olur. Kalıp karakterler, kalıp sonuçlar vardır. Sadece yer değiştirdikçe olayların anlatılış şekli değişir. Masallar bize duyguları anlatmaz. Masalları dışarıdan bir gözle izliyor gibi dinleriz ve okuruz.
Masalların Masalı filmi ölümün ve yaşamın zıtlığıyla başlar. Kral ve kraliçe bir çocuk ister. Bu çocuğun olabilmesi için kralın bir deniz canlısını avlaması gerekir. Bu av sırasında yaralanır ve ölür. Bu ölüm kraliçenin çocuğunun doğması için bir işarettir. Ölüm ve yaşam filmin ilk dakikalarında birleşir. Masallarda olduğu gibi bu filmde de kurallar vardır. Kraliçe’nin çocuğunun olabilmesi için bir kural vardır. O kural gerçekleştirildiğinde dilek de gerçek olur. Eğer kural yapılmazsa ceza uygulanır. Masalların Masalı filminde birbirine bağlı masallar bir aradadır ve filmin sonunda tüm masallar birleşir. Bu masallar Grimm Masallarından alınmıştır. Filmin masallardan farklı olmasının en büyük nedeni sonunun mutlu bitmemesidir. Masallar öğüt verici mutlu bir sonla biter ama bu filmde durum tam tersidir. Filmdeki kardeşler ayrılmıştır. Prenses evlendiği adamla mutlu olamaz ama bir başkaldırıyla beraber krallığın başına geçer. Prenses’ in sonu masallardaki prenses karakterinden farklı olur. Evlendiği adamı öldürür ve erkek egemen bir masal kalıbını ve toplumunu da aslında yok eder. Gençleşen bir prenses tekrar eski yaşlı haline döner ve kardeşi genç olmak uğuruna canını feda eder. Bu filmdeki masalların sonu asla mutlu bitemez. Bu da aslında filmin amacının kalıplaşan masal kuralarının dışına çıkmak için çekildiğinin kanıtıdır.