DenemeEdebiyat

Eski.

Bir Temelkuran dizesinde okumuştum “yaşamanın eskimek” olduğunu. Düşüncelerin kenarında sabahlarken… Kaç yaşında eskirdi ki insan? 35,70,18…Rakamlar mı belirliyordu yoksa ruhumuzda biriken eski yaşam parçaları mı, önemli miydi? Yada nasıl eskirdi ki insan? Ben de çok eskidim mi, beni eskittiğini bildiğim her anımla eskidim mi? Yaşamdan vazgeçen, yorulan her bir hücremle eskidim mi? En çokta beni neyin eskittiğini bildiğim halde elimden bırakamadığım her şey için eskidim mi? Zamansız albümlerde saklı, çocukluk saçlarıma baktım, aklım evde açık kalan 8 pencereyi ayrı ayrı düşündü, ellerim zamanı 25 eşit parçaya bölemeyişini hiç bitiremedi, tek sayıları da hiç sevmezdi, gözlerim dolmayı bile unutu, zaman hep benim arkamdan koştu. Öyle kendi halinde bir bedene eskidim, baştan aşağı uslanmaz hayallerden ibaret. Hepsi de tek tek aklımı bir karış havada tuttu. Bu yüzden en çok bulutları severim, en çok onlar anlar beni. Annem hep uzaktaydı, bulutlar kadar, hiç gözlerine konuşamadım. Eskidim, eskidikçe annem beni duyamadı, duysaydı oda hiç uyuyamazdı. Sadece yaşayarak değil susarakta eskirdi insan. Ben benden başka herkes mutlu uyusun isterdim, isterim. İstedikçe eskidim, eskirim. İstedikçe de eskirdi insan. Yetişemezdim. Şimdi yine masanın üstünde, eskitmek için, poşetler dolusu hayaller, anneme susacağım pek çok zaman var. Hepsini tek tek ben koydum. Zamanı 25 eşit parçaya bölmeyi beceremeyen ellerimle. Herkes eskittiklerinden bir şeyler çıkardı, umarsızca mırıldandı. Benim tüm zamanlar için naftalinlenmiş bir çift suskunluğum masada kaldı.

gltnhzr

Sevgili Lanu...

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu