Şu zamana kadar yaşadığınız her duyguyu , düşünceyi, kıskançlıkları, utançları, pişmanlıkları gözünüzün önünden geçirin. Gördükleriniz şu an sizi siz yapan düşüncelerinizin, kişiliğinizin ve davranışlarınızın bu raddede gelişmesini sağlayan sebeplerdir. Eğer şu an olduğunuz kişiden memnun değilseniz, bu geçmişte yaşadığınız veya yaptıklarınızdan kaynaklıdır. Her insanın geçmişi şu anki durumunu belirler. Bu insanlık içinde geçerli bir teoremdir. Geçmişe insanlık tarihine baktığımızda vahşetler, katliamlar ve bunlar gibi pek çok olayla karşılaşırsınız. Peki şu anda yaşadığınız insan toplumu içinde olmaktan memnun musunuz? Ben size kendi cevabımı vereyim. Kendi kadınından, hayvanından, ağacından, toprağından ve kutsalından başka hiç kimsenin sahip olduğuna ve öz benliğine saygı duymayan insanoğlu, geçmişte olduğu gibi şu anda da duymuyor. Benci toplum düşüncesi her toplumda, kuruluşta ve yapıda karşımıza çıkıyor. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesiyle hareket edenler başka kimsenin hakkını ve hukukunu gözetmeksizin istediğini yapabiliyor. Bundan dolayı da içinde bulunduğumuz toplum yaşanmaz, çekilmez bir hal alıyor.
Bu noktada devlet dediğimiz o toplumun refahından, düzeninden ve daha birçok özelliğinden mesul olan merciinin devreye girmesi beklenmektedir. Devlet bünyesinde barındırdığı personeli iş seviyesiyle beraber ahlak seviyesine bakarak almalıdır. Eğer devlet o toplumu iyi analiz edip anlamaya çalışmazsa toplum kendi içinde birbirini yemeye mahkumdur. Şiddetin, vahşetin sabah 8 haberlerinde kol gezdiği bir toplum devleti. O toplumu iyi anlayamamış ya da anlamaya çalışmamıştır. Gerekli caydırıcılığı sağlayacak cezalar koymamış, olan olaylara sağır ve dilsiz kesilmiş demektir.
Böyle olan bir toplumda yaşamak, sel yatağına yapılmış bir gecekondu da yaşamakla hemen hemen aynıdır. Siz, siz olun amacı o gecekondudan bir an önce çıkmak, etrafı daha net görmek ve daha iyi bir toplamda en yüksek hayat kalitesine ulaşmak olanlar arasında bulunun.
